Antalya'da gece saatlerinde araba çarpması sonucu lise son sınıf öğrencisi scooterlı iki genç hayatını kaybetti!
Antalya'nın Muratpaşa ilçesinde elektrikli scooter kullanan iki lise öğrencisine çarparak ölümüne sebep olan ve hakkında 15 yıla kadar hapis cezası talebiyle dava açılan sürücünün ilk duruşması gerçekleştirildi. Mahkeme, sürücünün tutukluluk halinin devam etmesine karar vererek duruşmayı erteledi.

22 Ekim akşamı Muratpaşa ilçesine bağlı Portakal Çiçeği Caddesi'nde meydana gelen olayda iki lise öğrencisi hayatını kaybetmişti. Dershaneden çıktıktan sonra arkadaşlarıyla yemek yiyen Mahmut Yağız Balcı ve Ada Kayahan elektrikli scooterları ile eve geçmek üzereyken süratli olduğu iddia edilen Muhammed Can Gülmez yönetimindeki 07 BBS 63 plakalı otomobilin çarpması sonucu ağır yaralandılar. Üniversite sınavına hazırlanan lise öğrencileri kaldırıldıkları özel hastanede hayatlarını kaybetti.
Otomobil sürücüsü Muhammed Can Gülmez gözaltına alındıktan sonra sevk edildiği hakimlik tarafından tutuklandı. Gülmez'in 'taksirle birden fazla kişinin ölümüne neden olma' suçundan 2 yıldan 15 yıla kadar hapisle cezalandırılması için hazırlanan iddianame 5. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından onaylandı.
İlk duruşma Antalya Adliyesi 5. Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü. Sanık Muhammed Can Gülmez duruşmaya, tutuklu bulunduğu cezaevinden SEGBİS (Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi) yöntemiyle katıldı. Maktullerin aileleri ve taraf avukatları da salonda hazır bulundu.

Savunmasında hemşirelik bölümü mezunu olduğunu ve üniversite öğrenimine devam ettiğini söyleyen Muhammed Can Gülmez şu ifadeleri kullandı:
"Mehmet Özdemir arkadaşımla Kırcami’den Sampi kavşağına ilerlerken saat 23.40 sıralarında hızım 78 kilometre civarındaydı. Bulunduğum yolda sol şeritte seyir halindeydim ama palmiye ağaçları nedeniyle refüjdeki kişileri göremiyordum. Yanımda araç ya da engelleyici durum yoktu. Yol açıktı, yağış yoktu, aydınlatma vardı. Belirttiğim hızla seyrederken birden refüjden maktulün kullandığı aracı gördüm ancak olay ani geliştiği için fren basmam ve sağa manevra yapmama rağmen kurtaramadım. Ve kaza meydana geldi. Kendim sağlıkçıyım. Bir dakika içinde 112’yi aradım. Yaralıya müdahale etmeye çalıştım ancak çare olmadı. Bu olay sebebiyle ölenlerin yakınlarına baş sağlığı, ölenlere ise Allah’tan rahmet diliyorum" dedi. Dönmez, uyuşturucu madde, sigara ya da alkol kullanan biri olmadığını belirtti.

Çok pişman olduğunu belirten Gülmez, değişik trafik cezalarının bulunduğu raporları doğruladı. Birden fazla trafik suçu bulunan Muhammed Can Gülmez, "Cezaevi ortamında psikolojim bozuldu. Eğitim hayatım yarım kaldı, bu nedenle tutuksuz yargılanmayı talep ediyorum. Olay esnasında frenle birlikte sağa manevra yaptım. Kırcami yolunda keskin bir viraj var, o viraja hızla girmem imkansız. Çok pişmanım, keşke bu olay olmasaydı" şeklinde konuştu.

Müşteki avukatının, "Telefondan canlı yayın yaptı mı? Telefonla görüştü mü? Aracın çarpma anında kendi fren sistemi var mı?" şeklindeki soruları sorması üzerine sanık Dönmez, "Benim kullandığım araç arkadaşımdan satın alındı. Ben de o gün geçici olarak kullanıyordum. Araç yeni bir modeldi. Benim telefonum wifiye bağlıydı ve müzik dinliyordum. Kaza öncesinde kız arkadaşımla görüşmüştüm. Sonrasında ilk önce 112’yi, sonra aracın sahibini, sonra babamı aradım. İnternetim açık, sosyal medya gruplarım var. Aracın kendi airbaglarının açılması ve kendini kilitlemesi ve fren yapması gibi bir durum yaşanmadı. Ben görür görmez fren yaptım, direksiyonu da sağa kırdım. Zorunlu sigortanın yapılmadığından haberim yoktu. Sosyal medya hesaplarımda hız ya da drift gibi paylaşımlar yapmadım. Her zaman hızlı araç kullanan biri değilim, hız bazen şehir dışında oluyor." şeklinde konuştu.

Sanığın sosyal medya hesaplarında hız ve drift görüntüleri olduğunui arkadaşlarını etiketlediğini söyleyen Ada Kayahan'ın acılı babası Murat Kayahan, "Şikayetçiyiz. Sanığın sosyal medya hesaplarında hızlı ve drift görüntüleri olduğunu, arkadaşlarını etiketlediğini tespit ettik. Buradan çıkacak hiçbir karar bizim acımızı dindirmeyecek, çocuklarımız geri getirmeyecek. Bu ülkenin yarınları, geleceği için çocuklarımızı pamuklara sararak büyüttük. Kızım o gün dershaneden geliyordu. Herkesi vicdanına havale ediyorum. Sosyal medya görüntülerine mahkeme ulaşabilir. Başka aileler yanmaması için mücadelemizi devam ettireceğiz. Kötülük kazanmasın. Sanığın baş sağlığı dileğini kabul etmiyorum" ifadelerine yer verdi.
Anne Sevim Kayahan ise konuşmak istemediğini ve sanıktan sonuna kadar şikayetçi olduğunu bildirdi.
Kız kardeş Sevim Kayahan, tek kardeşini kaybetmenin derin bir acısı içinde olduğunu ifade ederek, şikayetçi olduklarını bildirdi.

Yağız Balcı’nın acılı babası Ali Balcı, şikayetçi olduklarının altını çizerek sanığın başsağlığı dileğini kabul etmediğini söyledi. Baba Balcı, "Sanığın en ağır ceza ile cezalandırılmasını istiyoruz. Çocuklarımız geri gelmeyecek, onların acısıyla yaşamayı öğreneceğiz. Sanığın başsağlığı dileğini kabul etmiyorum" ifadelerine yer verdi.
Anne Ela Balcı, "Acı içindeyiz. Birilerini hızlı araba kullanacak diye bizim çocuklarımız toprak altında. Hızlı araba kullanmak cana kastetmektir. Hızı 50 kilometre olan yolda 140'la gidemezsin. İki güzel çocuğum toprağın altında. En ağır ceza neyse onunla cezalandırılmasını istiyoruz. Ada ve Yağız gelmeyecek. Kurallar boşa değil. Başsağlığı dileklerini kabul etmiyorum. Sanık eğitim hayatına devam edemediği için bunalıma girdiğini söylüyor. Bizim çocuklarımız üniversiteye gidemeyecek, evlenemeyecek, çocukları olmayacak. Bizim hayatımız bitti" ifadelerini kullandı.

Olay anında sanığın yanında bulunan tanık Mehmet Özdemir (26) çelişkili ifadelerde bulunarak, "Sanığı 6 aydır tanıyorum. Olay günü havalimanından arkadaşı aldık, başka bir yere bıraktık. O esnada sanık telefon görüşmesi yaptı. Ancak görüşmenin araç multimedya ile yapılıp yapılmadığını bilmiyorum. Radyo açık değildi. Müzik dinlemiyorduk, radyo açık değildi. Araç hareket halindeyken telefon görüşmesi olmadı. Navigasyon sistemi açıktı. Yaya geçidine yaklaştığımızda fark ettim, sanığın fark etmesiyle direksiyonu sağa kırıp fren yaptığını hissettim. Çarpmayla birlikte cam kırıkları koluma isabet etti, kazanın şokunu yaşadım. Sanığın maktullerin yanına gittiğini gördüm. Sanığın hızının yaklaşık 80 kilometre civarında olduğunu tahmin ediyorum. Sosyal medyadan takip ediyorum, arabasıyla çekilen fotoğrafları var ama drift attığı ya da hız yaptığına dair görüntülere rastlamadım" açıklamasını yaptı.

Sanığın avukatı Şahali Arslan, "Bu olay yaşandıktan sonra yolun hızı 50 kilometre oldu, normalde yol 70 kilometrelik yol. Scooter sürücüsü 0,84 promil alkollü çıktı. Yeniden rapor tanzimi, sanığın araç kullanırken hızına ilişkin görüntü kayıtlarından bu hususunun tespitine yönelik gerekli tespitlerin yapılmasını istiyoruz. Sanığın pişmanlığı ortada, deliller toplandı. Öğrenci olduğu için eğitim hakkı var. Kaçma durumu söz konusu değil, sanığın tutuksuz yargılanmasını talep ediyoruz" ifadelerini kullandı.
Aile avukatları ise sanığın "bilinçli taksirle ölüme sebebiyet verme" suçundan yargılanmasını talep etti. Sanığın tutukluluk halinin devamına karar veren mahkeme heyeti görüntü kayıtlarının yeniden incelenerek kusur durumunun belirlenmesi için duruşmayı 7 Şubat tarihine erteledi.

Duruşma çıkışı adliye önünde Ada Kayahan ve Yağız Balcı’nın aileleri basın açıklaması yaptı. Gözyaşları içinde birbirlerine sarılan ailelerden anne Sevim Kayahan, bu olayın bir kaza değil cinayet olduğunu belirterek hukuki mücadelelerinin sonuna kadar devam edeceğini dile getirdi. Anne Kayahan, "Hukuk mücadelemizi sonuna kadar sürdüreceğiz. Eğer o sürücü 50 kilometre hızla gidiyor olsaydı çocuklarımız şu an yanımızda olacaktı ve biz burada olmayacaktık." dedi.

Diğer anne Ela Balcı, yaşanan olayın cinayetten farksız bir kaza olduğunu ifade ederek acısını dile getirdi. Anne Balcı, "Birebir cinayettir, çifte cinayettir. Gencecik çocuklarımızla vedalaştık. Bu emsalsiz bir acı. Davamızın sonun kadar arkasındayız. Sürücünün en ağır ceza neyse onunla cezalandırılmasını istiyoruz. Birileri arabaları hızlı kullanıyor diye gencecik çocukların hayatlarına son veremezler. Artık bu bir uyanış olsun" diye konuştu

Adliye önünde açıklama yapan Murat Kayahan, hiçbir cezanın acılarını hafifletmeyeceğini dile getirdi. Murat Kayahan, "Biz çocuklarımızı kaybettik, hiçbir şey onları geri getirmeyecek. Hiçbir ceza bizi asla ve asla tatmin etmeyecek. Biz istiyoruz ki başka Adalar başka Yağızlar bu uğurda gitmesin. Herkes bu ülkenin kurallarına göre hareket etsin, bu doğrultuda aracını kullansın. Biz çocuklarımızı pamuklara sararak büyüttük. Bu insanlara sunmak için büyütmedik. Biz çocuklarımız yaşasın istiyorduk. Artık kötülük kazanmasın" şeklinde konuştu.
BİLİNÇLİ TAKSİR HÜKÜMLERİ UYGULANACAK
Ailelerin avukatı Deniz Aksoy, ilk duruşmanın iyi geçtiğinin altını çizerek, "Mahkeme heyeti dosyaya hakim. Sanığa sorduğu sorularla olaydaki tüm çelişkileri giderdiler. Ve mahkeme sanığa bilinçli taksirden ek savunma verdi. İddianamede bilinçli taksir istenmemişti. Bu olayda bilinçli taksir hükümlerinin uygulanacağı kanaatindeyiz. Bu dosya, Antalya’dan verilecek bir kararla trafik kazaları açısından bir örnek teşkil edecek. Sürücü ve yayalar açısından örnek bir karar olarak herkesin trafik kurallarına uyması gerektiğini ortaya koyacak. Bilinçli taksir hükümlerinin uygulanmasıyla beraber sanığın tutukluluk halinin devamına karar verildi. Bu nedenle mahkemenin üst sınırdan bir ceza vereceği kanaatindeyiz" diye konuştu