AYM'den Rabia Naz Vatan'ın ölümüne ilişkin ihlal kararı

Anayasa Mahkemesi (AYM), 2018'de Giresun'da hayatını kaybeden Rabia Naz Vatan'ın ölümüne ilişkin soruşturmanın etkisiz yürütüldüğü iddiasıyla yapılan başvuruda, yaşam hakkının usul boyutunun ihlal edildiğine hükmederek, başvuruculara 350 bin lira manevi tazminat ödenmesine karar verdi.

AYM'den Rabia Naz Vatan'ın ölümüne ilişkin ihlal kararı

Resmi Gazete'nin bugünkü sayısında yer alan karara göre, 2006'da dünyaya gelen ilköğretim 6. sınıf öğrencisi olan Rabia Naz Vatan, 12 Nisan 2018'de Giresun'un Eynesil ilçesindeki ikametgahlarının önünde, yol üzerinde yerde yatar vaziyette ve yaralı olarak saat 17.15 sıralarında M.K. tarafından bulundu.

M.K'nin 112'yi araması üzerine gelen ambulanstaki sağlık ekiplerince ilk müdahale yapıldı ve Rabia, Görele Devlet Hastanesi'ne götürüldü, ancak tıbbi müdahaleye rağmen aynı gün hayatını kaybetti.

Ölüme ilişkin soruşturma sürecinde başsavcılıkça, 100'den fazla kişinin ifadesine başvuruldu ancak olay aydınlatılamadı ve 2020'de "kovuşturmaya yer olmadığına" karar verildi.

Bunun üzerine Rabia'nın anne ve babası, "soruşturmanın etkili yürütülmediği" iddiasıyla AYM'ye bireysel başvuruda bulundu.

Başvuruyu inceleyen Yüksek Mahkeme, Anayasa'nın 17. maddesinde güvence altına alınan yaşam hakkının usul boyutunun ihlal edildiği sonucuna vararak, başvuruculara net 350 bin lira manevi tazminat ödenmesine hükmetti. Ayrıca, ihlal kararının ilgili başsavcılığa ve Adalet Bakanlığına gönderilmesi kararlaştırıldı.

KARARIN GEREKÇESİNDEN

AYM'nin kararında, Anayasa'nın 17. maddesinde düzenlenen yaşam hakkının, Anayasa'nın 5. maddesiyle birlikte değerlendirildiğinde devlete pozitif ve negatif ödevler yüklediği bildirildi.

Devletin yaşam hakkı kapsamındaki pozitif yükümlülüklerinin usule ilişkin yönünün, "doğal olmayan her ölüm olayının sorumlularının belirlenmesini ve gerekiyorsa cezalandırılmasını sağlayabilecek etkili bir soruşturma yürütmeyi gerektirdiği" vurgulanan kararda, olayın tüm yönleriyle araştırılmasının zorunlu olduğuna işaret edildi.

Başsavcılıkça, soruşturma sürecinde 100'den fazla kişinin ifadesine başvurulduğu belirtilen kararda, Rabia'nın okuldan birlikte çıktığı arkadaşları, çantasını bulan kişiler, günlüğünü alan kişiler gibi bazı kişilerin ifadelerinin bir kısmının 2018 yılının sonu veya 2019 yılında alındığı bildirildi. Olayın üzerinden yaklaşık bir yıl sonra ifade alınmasının, "kişilerin olaya dair ayrıntıları unutmalarına neden olabilecek kadar bir süre" olduğu aktarılan kararda, "Bu gecikmenin soruşturma sürecinde kayıtsızlık gösterildiği yönünde emare teşkil ettiği açıktır." denildi.

Rabia'yı görenler arasında yer alan A.A.A'nın ifadesinin alınmadığı, bunun da "soruşturmada eksiklik" anlamına geldiği, olay yerinde inceleme yapan bazı polislerin de tutanaklarında çelişkiler bulunduğu ifade edildi.

Soruşturma sürecinde, "etkili soruşturma yükümlülüğüne ilişkin ilkelerle bağdaşmayacak mahiyette bir eksiklik/boşluk bulunduğu" ve "soruşturmanın yaşam hakkının gerektirdiği derinlik ve ciddiyette yapıldığı" yorumuna yer verilen kararda, şunlar yer aldı:

"Tespit ve değerlendirmeler ışığında Rabia Naz Vatan'ın şüpheli ölümünü tüm yönleriyle aydınlatabilecek ve varsa sorumluların belirlenmesini sağlayabilecek bütün delilleri tespit eden, yaşam hakkının sağladığı güvencelerin gerektirdiği derinlik ve ciddiyette bir soruşturma yürütüldüğünü söylemek mümkün görünmediğinden soruşturma sürecine dair özensizlik, ihmal ve eksikliklerin yaşam hakkı kapsamında etkili soruşturma yükümlülüğünü ihlal ettiği kanaatine ulaşılmıştır. Açıklanan gerekçelerle Anayasa'nın 17. maddesinde güvence altına alınan yaşam hakkının usul boyutunun ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir."

Kaynak: AA

Mali müşavir cinayetinde yeni detaylar ortaya çıktı Fabrikasında ölen işçiyi yol kenarına attı Muş'ta Silahlı Saldırı: 2 Kişi Hayatını Kaybetti Kırıkkale'de Tır-Otomobil Kazasında 6 Yaralı