Ayşe Tokyaz'ın katili hakkında yeni detay: Meğer eski sevgilisi de şüpheli şekilde ölmüş
Küçükçekmece'de sevgilisi tarafından katledilip valiz içinde yol kenarına atılan üniversite öğrencisi Ayşe Tokyaz'ın katil zanlısı eski polisin, olayı nasıl gerçekleştirdiğine ilişkin yeni detaylar ortaya çıktı. Şüphelilerin cesedi kırmızı renkli bir otomobille taşıdıkları, daha sonra 500 bin lira karşılığında tuttukları kişiler yardımıyla başka bir araca yükleyip yol kenarına attıkları belirlendi. Ayrıca cinayet şüphelisinin eski kız arkadaşının da şüpheli şekilde hayatını kaybettiği öğrenildi.

İstanbul’da polise başvuran Esra Tokyaz’ın ikiz kardeşinin kaybolduğunu söyledi. Başlatılan soruşturmada cinayet ortaya çıktı. Polis, Ayşe Tokyaz’ın Küçükçekmece’de Halkalı’da bulunan bir evden çıktığının tespit etmiş, evde yapılan aramada herhangi bir suç izine rastlanmamıştı.

Yapılan güvenlik kamera çalışmalarında Ayşe Tokyaz’ın girdiği evden, bir süre sonra iki kişinin bir bavulla çıktığı ve kırmızı renkli bir araçla uzaklaştığının tespit edilmesi üzerine soruşturma derinleştirilmişti.

CESEDİ ARACA YÜKLEDİKTEN SONRA AKARYAKIT İSTASYONUNDAN DEODARANT ALMIŞLAR
Cinayet Büro Amirliği ekipleri tarafından olayla ilgili yapılan çalışmalarda polis kırmızı renkli aracı takibe aldı. Güvenlik kamera görüntüleri yardımıyla takip edilen aracın Eyüpsultan'da akaryakıt istasyonuna girdiği, bu sırada içinde bulunan kişilerin marketten deodorant alarak hem aracın içine hem de üzerlerine sıktığı görüldü.

CESET BAŞKA BİR ARACA NAKLEDİLMİŞ
Bir süre sonra hareket eden şüphelilerin aracı Eyüpsultan'da bir ara sokağa çek kilitleyip uzaklaştıkları görüldü. Güvenlik kamera görüntülerinden burada yaklaşık 5 saat kaldığı belirlenen kırmızı renkli otomobilin yanına bu kez beyaz renkli başka bir otomobilin geldiği, araçtan inen kişilerin bagajda bulunan cesedi bu araca naklettikleri öğrenildi. Bu kişilerin cesedi götürerek ormanlık alana attıkları öğrenildi.

ŞÜPHELİ "SUSMA" HAKKINI KULLANIRKEN DİĞERLERİ "CESET TAŞIDIĞIMIZI BİLMİYORDUK" DEDİ
Cinayet Büro Amirliği ekipleri tarafından kimlikleri tespit edildikten sonra olayı gerçekleştiren Cemil Koç'un da aralarında bulunduğu 7 şüpheli gözaltına alındı. Şüphelilerin sorguları Asayiş Şube Müdürlüğünde yapıldı. Şüpheli Cemil Koç'un, ölen Ayşe Tokyaz ve ikiz kardeşini tanıdığını söylediği ancak ifade vermeyerek 'Susma' hakkını kullandığı belirlendi. Diğer şüphelilerin ise taşıdıkları bavulda ceset olduğunu bilmediklerini söyledikleri belirlendi.

KAFATASINDA VE BURNUNDA KIRIK VAR
Yapılan inceleme sonucu Ayşe Tokyaz’ın kafatasında ve burnunun kırık olduğu ölüm sebebi olarakta 'Beyin kanaması' teşhisi konduğu öğrenildi. Ancak kesin ölüm sebebinin, Adli Tıp Kurumunda yapılan incelemenin ardından belirleneceği öğrenildi.

ESKİ KIZ ARKADAŞI DA ŞÜPHELİ BİR ŞEKİLDE ÖLMÜŞ
Öte yandan cinayet şüphelisi Cemil Koç'un eski kız arkadaşının da Diyarbakır’da şüpheli ölümü sonucu hayatını kaybettiği belirlendi. Türkmenistan uyruklu Ece Gül Övezova’nın 2023 yılında oturduğu apartmanın 6.kattından aşağı düştüğü, Cemil Koç'un bu olayla ilgilide sorgulandığı ve delil yetersizliği nedeniyle serbest bırakıldığı öğrenildi.

KARDEŞİ DE POLİSLİKTEN ATILMIŞ
Yapılan çalışmalarda polislikten ihraç edilen Cemil Koç'un kardeşinin de daha önceden yapılan bir FETÖ soruşturması kapsamında ihraç edildiği öğrenildi. Emniyetteki işlemlerin ardından 7 şüpheli adliyeye sevk edildi.

Ayşe'nin ikizi Esra Tokyaz ise kız kardeşinin katil zanlısıyla 5 ay önce evlilik vaadiyle tanıştığını söyleyerek olayın perde arkasını anlattı:
"Ayşe Tokyaz, benim tek yumurta ikizimdi. Biz Hatay'dan İstanbul'a üniversite okumaya gittik. Hemşirelik bölümü son sınıf öğrencisiyiz. Kız kardeşim, C.K. ile 5 ay önce evlilik vaadiyle birbirleriyle tanıştılar. C.K. kız kardeşimi kaçırdı, ben de bunu fark ettim. Kardeşimde morlukları görünce aynı günü gittim ve polisleri çağırdım. Sonra C.K. beni görüntülü aradı. Bende ona kardeşimin yerini söyle diyordum ama bana söylemiyordu. Ben de ona kardeşimi bırakmasını sonrada istediğini yapmasını söyledim.

Kardeşimi bir yerde bıraktığını söylemişti ve de kardeşimin cesedini bir yere bıraktı. Adli Tıp Kurumuna gittim, üzüntüden başımı duvarlara vuruyorum. Sonra uzun süre sonra kız kardeşimin cenazesini aldım ve Hatay'a getirdim.

Ben kardeşimi en son çarşamba günü Mecidiyeköy'de gördüm. Ondan sonra görmedim ama sesini duydum. Sesini duyduğum gün zaten onun yanına gittim. Yanına gittiğimde işte eşyası vardı. Bana onu getir dedi ve eşyalarını götürdüm. C.K. kapıyı açtı ve ‘kardeşin burada değil' dedi. Ama kardeşimin ayakkabıları kapının önündeydi. Ayşe mutlu olmak istiyordu. C.K. onu çok sevdiğini ve değer verdiğini hissettiriyordu. Kardeşim bana C.K.'nın kendisine gelinlik ve yüzük fotoğrafları attığını, çocuğum olursa şu ismi koyacağız diye aralarında konuştuklarını anlatıyordu.

"BİZ ÖNCE ADALETİ ARIYORUZ"
Benim kardeşimle evlilik vaadiyle kandırıp konuşmaya başladı. Benim kardeşim de onun güzel sözlerine kapıldı. Bugün de defin işlemi yapıldı. Hatay'a bugün ben kardeşimi getirdim. Kardeşimi kimseye göstermedim, görünmeyecek haldeydi. Tek ben gördüm o halini. Kimseye yaklaşmak istemedim. Annemi bile yaklaştırmadım ve sadece önlerinde durdum. Ben şu an güçlü olmak zorundayım, benden başka kimse yok. Ben adli tıptayken ben tek başıma bir şeyleri halledemeyeceğimi anladığım için aileme haber verdim. Onlar da yanıma geldiler. Beraber kardeşimi getirdik ve gerekeni yaptık. Şimdi kardeşimin biz acısını hissetmiyoruz. Biz önce adaleti arıyoruz. Ondan sonra acımızı çekeceğiz ve adalet istiyorum."