Uygulama üzerinden çalışan şoförü darbeden 2 taksici tahliye edildi

Başkent'te 29 Ocak tarihinde yolcu taşıma uygulaması üzerinden çalışan Alper Özcan'ın otomobiline müşteri gibi binen taksi şoförleri A.A. ile M.A., Dikmen'e gitmek istediklerini söyledi.

A.A. ve M.A., Kızılay'a geldiklerinde sürücüden aracı durdurmasını istedi. Güvenpark civarında aracı durduran 2 kişi, taksi şoförü olduklarını söyleyip Özcan'ı zorla araçtan indirmeye çalıştı. Özcan'a hakaret edip, darbeden şüpheliler o sırada tüm yaşananları videoya aldı. Bu esnada parkın çevresinde bulunan diğer taksi şoförleri U.C.K. ve Ö.B.A. da Özcan'ı tehdit ederek zorla araçtan indirmeye çalıştı. Özcan’ın şikayeti üzerine gözaltına alınan şüpheliler, çıkarıldıkları mahkeme tarafından tutuklandı.

Olaya ilişkin yürütülen soruşturmanın ardından iddianame hazırlandı. İddianamede, sanıklar hakkında 'Gece vakti yağmaya teşebbüs', 'Birden fazla kişiyle birlikte tehdit', 'Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma' ve 'kasten yaralama' suçlarından 22'şer yıla kadar hapis cezası talep edildi. 28 Nisan'da görülen ilk duruşmada sanıklardan U.C.K. ve Ö.B.A.'nın yurt dışı adli kontrol tedbiriyle tahliyesine karar verildi.

"ÇELME TAKTILAR, YERE DÜŞTÜM"

Ankara 36'ncı Ağır Ceza Mahkemesi'nde davanın bugün görülen 2'nci duruşmasında tutuklu sanıklar A.A., M.A., tutuksuz sanıklar U.C.K., Ö.B.A. ve mağdur Alper Özcan ile taraf avukatları hazır bulundu.

Mağdur Özcan olay gününe ilişkin, "Sanıklar beni uygulama üzerinden çağırdılar. Arabaya Kızılay'da bindiler. Takım elbiseli olan öne, diğeri arkaya oturdu. Dikmen ve Sincan'a gideceklerini söylediler. Pazarlık ettiler, tam hatırlamıyorum ne kadar dediklerini. Ben de kabul etmedim, zaten sistemi uygulama belirliyor. Kızılay ışıklarına varmadan, 'Neden bu işi yapıyorsun?' demeye başladılar. 'İş için, para için' diye cevap verdim. Önde oturan kişi, Ankara Emniyeti'nden olduğunu söyleyerek 'Çek kenara' dedi. Ben de bunun üzerine aracı durdurdum. Sonrasında bir süre onları polis sandım. Orada onları ikna etmeye çalıştım, 'Bırakın gideyim' dedim. Kendilerinin derdinin, bana polis aracılığıyla ceza yazdırmak olduğunu söylediler. Bir süre sonra taksici olduklarını öğrendim. Arabadan inmelerini istedim. Gömlekli olan beni tartaklamaya başladı, yakama yapıştı, kafa atmaya çalıştı. 'Çalışamazsın, sana burada bu işi yaptırmayız' gibi tehditvari şeyler söylediler. Altı kişi birden arabanın etrafına geldiler. Şahıslardan biri, 'Bu işi yaparsan ölürsün' dedi. Arabadan inmem için ısrar ettiler, ben de mecburen indim. Etrafımı çevirdiler. Biri kapüşonumdan tuttu, eli ensemdeydi. Sonra bir boşluk yakalayıp polislere doğru koştum. Kaçarken çelme taktılar, yere düştüm. Hangisinin çelme taktığını görmedim. Telefonum cebimdeydi; üzerine düştüm ve kırıldı. Sonrasında polisler geldi, bizi ayırdılar. Daha sonra karakola gittik. Karakolda bir kişi benden para istedi. Kişi başı 5 bin TL vermezsem şikayetlerinden vazgeçmeyeceklerini söyledi. Sanıklardan şikayetçiyim, davaya katılma talebim var" ifadelerini kullandı.

Tutuklu sanık A.A., sanık  M.A'nın trafik polislerini çağırmaya gittiğini söyleyerek, "Arkadaş suçlu. İlk uygulama bedava olduğu için denemek istedik. Aracım arızalıydı, uygulamayı kullanmak istedik. Bu vatandaş korsan taksicilik yapıyor ve bu yasal değildir. Aracın kapılarını kilitleyerek beni kaçırmaya çalıştı" iddialarında bulundu.

"HİÇBİR ŞEKİLDE ONA ZARAR VERMEDİM"

Tutuklu sanık M.A. suçlamaları reddederek, "Ben anahtarı almak istesem zaten anahtarı alırdım benim derdim onu polise teslim etmekti. Ben hiçbir şekilde ona zarar vermedim" diye konuştu. Tutuksuz sanık Ömer Berkan A. da "Bizim niyetimiz adamın ceza almasıydı" ifadelerini kullandı.

Tutuksuz sanık U.C.K. da polislerin müdahale ettiği sırada olay yerine geldiğini öne sürerek, "Ben görgü şahidi olarak gitmiştim karakola" dedi.

Beyanların ardından ara kararı açıklayan mahkeme, tutuksuz sanıkların adli kontrol tedbirlerinin devamına, tutuklu sanıklar A.A. ve M.A.'nın yurt dışı adli kontrol tedbiriyle tahliyesine karar vererek duruşmayı 2 Ekim tarihine erteledi.