Adalet Bakanı Tunç'tan önemli açıklamalar

AK Parti'nin 24'üncü kuruluş yıl dönümü etkinliğinde Adalet Bakanı Yılmaz Tunç tv100'de önemli açıklamalarda bulundu.

"Nice yıllara inşallah, millete hizmet yolunda birlik beraberlik içerisinde Türkiye’mizin kalkınma ve demokratikleşme adımları kesintisiz sürsün. Bütün duamız bu tabii. Bugün büyük bir heyecan var Ak Parti’de. Genel merkezdeyiz, bütün yayın kuruluşları burada, sizler de buradasınız. Kendi evimiz burası ben Ak Parti’nin kuruluşundan beri içindeyim. Kurucu ilçe başkanı olarak görev almıştım ve sonrasında milletvekilligi sonrasında kabine de görev aldım. Büyük bir onur, Ak kadrolar içerisinde millete hizmet etmek. Bu onuru bizlere yaşatan aziz milletimize şükran borçluyuz. Başkanımıza şükran borçluyuz. Çeyrek asır milletin hizmetinde büyük bir mücadeleyle geçti.  Doksanlı yıllar bizim öğrencilik yıllarımızdı. sürekli değişen hükümetler, siyasi krizler, siyasi krizlerin yol açtığı ekonomik krizler ve bunların yol açtığı anarşi, terör ve vesayet anlayışın güçlenmesi, temel hak ve özgürlüklerin kısıtlanması 28 Şubat süreci demokrasi eksikliği. Milletimiz bir çıkış yolu aradı ve bu çıkış yolunda Recep Tayyip  Erdoğan’ın liderliğinde bir parti olsa ve onu da hemen ilk fırsatta iktidara getirsek bu kronik sorunlardan bizi kurtarır diye düşündü milletimiz. Ak Parti bir masa etrafında sayın Cumhurbaşkanımızın o dönemde birkaç arkadaşı ile beraber siyaset mühendisliği yaparak kurduğu bir parti değil adeta milletin zorlamasıyla milletin talebiyle kurulan ve 23 yıldır da iktidarda olan bir parti. Dünya siyaset tarihinde örneği yok %85 katılımla seçimlerin gerçekleştirildiği başka bir ülkede yok. Türk milleti sandığı, demokrasiyi seviyor. 23 yıldan bu yana Ak Parti’yi terk etmemişse, Recep Tayyip Erdoğan’dan vazgeçmemişse muhalefetin şöyle bir şapkayı öne alıp düşünmesi lazım. 'Biz konuşuyoruz konuşuyoruz bir sürü iddialar ortaya atıyoruz ama yine bu millet sandıkta gidiyor Recep Tayyip Erdoğan diyor acaba neden' diye. Maalesef bugüne kadar düşünmediler bundan sonra da herhalde düşünemeyecekler."

İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ İLE İLGİLİ YOLSUZLUK İDDİALARI 

"Gözaltı süreci başladığında hemen hiç beklemeden ya dosyanın içeriğini bilmeden suçlamaların savunmalarlarının delillerinin ne olduğunu bilmeden hemen savunmaya geçtiler. Şunu diyebilirlerdi aslında 'aziz milletimiz bekleyin sonuçta aklanacak, hep beraber soruşturmayı bekleyelim bu iddiaları çürütecek elimizde her türlü bilgi belge var' demediler. Bunu tercih etmediler, hemen bu bir adli soruşturma değildir, bu siyasi bir operasyondur diyerek adli soruşturmaları manipüle etmeye çalıştılar. Bu soruşturmaları Ak Partililer şikayet ederek başlamadı, bu kendi il başkanlığı binalarının alınması sürecindeki o para kulelerinin görüntüleri ortaya çıkınca başlayan bir soruşturma. Daha sonra soruşturma genişletildi. Oradaki bulunan kişilerin dijital kayıtları incelendi bağlantılarına ulaşıldı ve savcılık makam bir takım delillere ulaştı. Şimdi savcılık makamı bu delillere ulaşıp bu ihbarları gördüğünde işlem yapmaması suçtur. Ceza Mahkemesi kanuna göre 160. Madde açık. Bir ihbar karşısında bir suç isna karşısında Cumhuriyet Savcısı’nın görevi soruşturmayı hemen başlatmaktır. Şüphelinin lehine ve aleyhine bütün delilleri toplamaktır görevi bu görevini yapmazsa zaten görevini ihmal etmiş olur dolayısıyla başlayan bir adliye soruşturma sabırla sonucunu beklemek gerekirken soruşturmaları manipüle etmek yargıya yönelik tehditkar ifadeler hakaret içeren sözlerle bir politika izlediler, bu doğru değil."

"HİÇ KİMSE KİMSEYİ İTİRAFÇI OLMAYA ZORLAYAMAZ"

"Terörsüz Türkiye'ye odaklanmamız gerekirken maalesef ana muhalefetin yalan üretim merkezinden yayılan dedikodularla meşgul oluyor kamuoyu. Bu ülkemize zarar veren bir durum. Zaten yargılama süreci devam ediyor, soruşturma süreci ve yargılama süreci başlayacak herkes görecek iddianame ortaya çıktığında görecek. Şimdi hiç kimse, kimseyi itirafçı olmaya zorlayamaz böyle bir durum söz konusu değil. İşte o bahsettikleri, özellikle yarın bir şey açıklıyoruz dedikleri, bir avukatın kendi müvekkili ile yaptığı görüşmeyi yargıya maalediyorlar. Böyle bir manipülasyona girişmek doğru değil itirafçıların beyanları tek başına bir şey ifade etmeyebilir ama o beyanlardan yola çıkarak başka delilere ulaşılır. Hep beraber sonucu beklemek gerekir."