Cumhurbaşkanı Erdoğan: Her türlü senaryoya karşı hazırlıklarımızı yaptık
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti TBMM Grup Toplantısı’nda önemli açıklamalarda bulundu. "CHP etkin pişmanlıktan faydalansın" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Siyasi parti mi yoksa pembe dizi mi izliyoruz belli değil" ifadeleriyle CHP'yi eleştirdi. İsrail'in katliamlarına karşı açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Netanyahu Hitler'i çoktan geride bıraktı" dedi. Bölgedeki gerginliğin yakından takip edildiğini belirten Erdoğan, "Her türlü senaryoya hazırlıklarımızı yaptık."dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti TBMM Grup Toplantısı’nda önemli açıklamalarda bulundu.
İşte Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkan satır başları:
"Sözlerimin hemen başında meclis başkanlığı görevine ikinci kez seçilen yol ve dava arkadaşımız Numan Kurtulmuş beyi tebrik ediyorum.
AK Parti teşkilatlarımız ve belediyelerimiz maşallah her bayramda olduğu gibi Kurban Bayramı'nda da yine tam kadro sahadaydı. Milyonlarca üyemizle bayramlaşma programlarıyla sevgi, merhamet ve hoşgörünün kalplerde çoğalmasını sağladık. Yetimlerin öksüzlerin gariplerin elinden tutarak kardeşlik görevimizi yerine getirdik. Kahraman şehitlerimizin emanetlerini ve gazilerimizi bu bayramda da ihmal etmedik. Vatan topraklarının her karışında bayramın manasına uygun bir şekilde idrak edilmesi için canla başla çalışan herkesi bu kürsüden tebrik ediyor, Rabbim bu millete eksikliğinizi göstermesin diye dua ediyorum.
"BÖYLE SİYASİ PARTİ OLUR MU?"
Ana muhalefetin durumu demokrasimize de asla yakışmamaktadır. Şayet bir düşman hukukundan bahsedilecekse asıl düşman hukuku budur. Bayramda gerilimi kutuplaşmayı vahim bir hata olarak görüyoruz. Toplumdan ayrışarak siyaset yapılamaz. Yapılsa dahi bu siyaset tarzından ülkeye ve millete hiçbir hayır gelmez. Ana muhalefet partisi uyarı levhalarına bakararak kendilerini düzeltmek yerine daha fazla dibe batıyorlar. Belediyelerin kaynaklarını sömürenler Türk siyasetini de enfekte ediyor. Siyasi rakibimiz de olsa biz bu tabloyu doğru bulmuyoruz. Sayın Özel ve CHP yönetiminin yanlıştan vazgeçip etkin pişmanlıktan faydalanması gerektiğine inanıyoruz. Bunun vakti çoktan gelmiştir. Sadece CHP'nin değil Türk demokrasisinin de buna ihtiyacı vardır. Ana muhalefetin kim kimin yüzüne tükürecek tartışması ile meşgul olması utanç verici. Biri çıkıp 'Çaldın' diyor diğeri 'Sen daha büyük çaldın' diyor. Tetikçilere kasetler el altından teslim ediliyor. Daha 2 yıl öncesine kadar yere göğe sığdıramadıkları cumhurbaşkanı adaylarına en ağır hakaretleri savuruyorlar. Böyle bir ana muhalefet partisi olur mu? Siyasi parti mi yoksa bir pembe dizi mi seyrediyoruz biz de karıştırır olduk. Özel çıkmış mazot şişesi üzerinden hesaplar yapıyor. Kendisinin petrol istasyonu işlettiğini bilmiyordum, eczacı biliyordum. Selefi biraz daha maharetliydi. Özel'in matematiğinin iç açıcı olmadığı anlaşılıyor. Göreve geldiğimizde 184 liraydı asgari ücret. 170 litre mazot alınıyordu bununla. 4 kez aracını fullüyordu asgari ücretli. Bugün ise 445 litre mazot alınabiliyor ve arabasının deposunu ayda 10 kez doldurabiliyor. Aynı oranlar dolar bazında da geçerli. Asgari ücret alım gücünde ciddi iyileşme söz konusu ama bu her şey güllü gülistanlık demek değil. Hayat pahalılığının farkındayız. Enflasyonla mücadelede mevzi kazandıkça vatandaşın hayat standardını daha da yükselteceğiz.
Şimdi yeni bir adım atıyoruz ve program büyüklüğünü 300 milyar liradan 500 milyar liraya çıkarıyoruz. Hükümet olarak ekonomide de ne yaptığımızı gayet iyi biliyoruz.
Ne yapacağını bilemeyen yalnızca CHP Başkanı sayın Özel'dir. Tavsiyem kendini çok yormasın, hırpalamasın. Acemisi olduğu konularda kürsüden atıp tutmak yerine iyi bildiği meselelerden bahsetsin. Toplanmayan çöplerden, yanan otobüslerden, ödenmeyen SGK borçlarından bahsetsin. İflası eşiğine getirdikleri belediyelerden bahsetsin. Şişirilmiş konser faturaları ile soyulan beytülmalden bahsetsin. Çıksın İstanbul'un yağmalanan kaynaklarından, yağmalananlardan bahsetsin, besledikleri trol ordularından bahsetsin. Yıllarca şeffaflık derken kameralara bant çekerek neyi sakladıklarından bahsetsin. Değilse her konuşmasın gündem çarpıtması olacak. Türkiye'nin gerçek meselelerine geri dönmelerini ümit ediyoruz. Milyonlarca vatandaşımız için fevkalade yararlı olacaktır. Ülke ve dünya gündeminden kopan bir parti milli konularda inisiyatif alamaz. Türkiye tüm enerjisini beka meselelerine ayırması gereken dönemden geçiyor. terörsüz Türkiye sürecimizin ulaşılması için birlikte çalışma ruhunun geliştirilmesine ihtiyacımız var. Hep beraber yüce Meclis çatısı altında ortak irade ortaya koymalıyız. CHP dahil grubu bulunan partilerin yüksek hassasiyet ile hareket etmelerini bekliyoruz. Hangi görüşten olursa olsun milletin siyaset kurumundan beklentisi bu yönde. Şahsi ikbal kavgasını değil sorunları ile hemhal olunmasını istiyor milletimiz. Herkesi sağ duyulu olmaya davet ediyorum. Sorumlu davranan bütün siyasi aktörlere de milletin kürsüsünden teşekkür ediyoruz.
"NETANYAHU ZALİM HITLER'İ ÇOKTAN GERİDE BIRAKMIŞTIR"
İsrail'in katliam politikaları 7 Ekim sonrası toplu kıyıma ve en sonunda da soykırıma dönüştü. 620 gündür süren vahşette 55 binden fazla masum hayatını kaybetti. İsrail saldırıları daha vahim boyut kazanmış durumda. Yüzde 80'i enkaz haindeki Gazze'de 2 milyon masum sivil açlığa susuzluğa mahkum edildi. Her gün yüzlerce masumu alçakça katlediyor. Avrupa'daki holokost sürecinde Gazze'deki kadar insanlık dışı görüntüler oluşmamıştır. Netanyahu zalim Hitler'i çoktan geride bırakmıştır.
İran hukuk tanımayan, kural tanımayan, ilkesi olmayan, gözü dönmüş ülke tarafından çok açık şekilde saldırıya uğradı. Bu saldırılar İsrail'in nükleer müzakereleri devam ederken gerçekleşti. Hiçbir uluslararası kuralı tanımayan İsrail müzakereleri beklemeden terör eylemi gerçekleştirdi. Bu saldırganlık karşısında başta BM olmak üzere uluslararası kurumlar ve devletler sessiz kalmakta ve bazıları alenen destek vermekte. İnsanlık utancı yaşanırken sukut edenler ateş bölgemize yayılırken derin sessizliğe büründü. Bu devlet terörü karşısında sessiz kalmak olup bitene rıza göstermektir. Sessiz kalanların da eline alnına katledilen sivillerin kanı sıçramıştır ve o kan lekesi asla temizlenmeyecektir. Bu utanç lekesi sadece onları destekleyenlerin değil tepkisiz kalan herkesin eline alnına ve varsa vicdanına da bulaşmıştır. Hem Gazze hem Suriye, Lübnan'a Yemen'e, İran'a bu saldırıların durması için elimizden geleni yapıyoruz. Yapmaya da devam edeceğiz.
"HER TÜRLÜ SENARYOYA KARŞI HAZIRLIKLARIMIZI YAPTIK"
İsrail'in İran'a yönelik terör saldırılarını çok yakından takip ediyoruz. Bu saldırıların Türkiye'ye olası etkileri konusunda arkadaşlarımız teyakkuz halinde. Her türlü senaryoya karşı hazırlıklarımızı yaptık ve yapıyoruz. Biz bakkal işletmiyoruz. Dünyanın en büyük ülkelerinden birini Türkiye Cumhuriyeti'ni yönetiyoruz. Devlet tecrübemiz tarihi derinliğimiz bu sürecin idaresinde bizim en büyük referans kaynağımızdır. İktidar sorumluluğu, içi boş söylemleri kaldırmaz. Sırtında yumurta küfesi olmayanların sözleriyle hareket edemeyiz. Daha düne kadar İsrail'in güvenli avukatlığına savunanların kışkırtmalarını zaten muhattap almıyoruz.
"ÜZERİMİZE DÜŞENİ YAPMAYA DEVAM EDECEĞİZ"
Bölgemizdeki tüm kardeş ülkelerin liderleriyle görüşmelerimiz oldu. Rusya Devlet Başkanı Putin ile meseleyi enine boyuna değerlendirdik. En başından beri İran'la da konuşabilen bir ülke olarak nükleer konusunun çözümü için çabaladık. Üzerimize ne düşüyorsa yapıyoruz, yapmaya da devam edeceğiz. Türkiye'nin menfaatlerinin, güvenliğinin sonuna kadar takipçisiyiz.
"HERKES SARIĞINI ÖNÜNE KOYUP DÜŞÜNMELİDİR"
Bir başka konu şudur. İsrail saldırganlığının durdurulması bütün dünya için elzemdir. Bu yaşananlardan komşumuz İran dahil, bölgemizdeki tüm ülkeler gereken dersleri çıkarmalıdır. İsrail'in saldırılarına karşı ortak tedbir alınmak isteniyorsa, herkes sarığını önüne koyup düşünmelidir. Son 2 yılda gerçekleştirdiği saldırganlık geniş coğrafyamızın karşılaştığı sorunları izah etmekte. Türkiye'de on yıllardır devam eden tartışmaların ardından iç dinamiklerden ziyade dış dinamiklerin olduğu daha net ortaya çıkmıştır. Ekonomik siyasi sosyal sorunların, terör meselesinin temel nedeni bugün daha açık görülmekte. Türkiye'de neredeyse her 10 yılda bir tekrarlanan hiçbir darbe vatanperver eller tarafından kurgulanmadı. Bu hainlerin asıl gayeleri daha belirgin hale gelmekte bugün. 27 Mayıs'a bakın arkasında aynı kirli şebekeyi göreceksiniz. Türkiye, vesayet odakları ve FETÖ ihanet çetesiyle mücadele ederek, aynı zamanda siyonizmin ülkemizdeki uzantılarıyla mücadele etmiştir.
"EĞER HUZUR İSTİYORSAN CENGE HAZIR OLACAKSIN"
Eğer huzur istiyorsan, dirlik istiyorsan cenge her zaman hazır olacaksın. Buna hazır değilsen 150 yıldır yaşanılanları yaşarsın. İç cephende gedikler açılmışsa bu coğrafyada ayakta duramazsın. Bu ülke AK Parti iktidarına kadar kendi silahını üretmedi. İmkanı mı yoktu, insan kaynağı mı yoktu hayır vardı. Ne yoktu bağımsızlık, özgürlük aşkı yoktu. Üretmeyeceksin, dediler üretilmedi. Haddini bileceksin dediler çizilen sınırlara uydular. Bizim de bu iradesizliği, bu ihaneti kırmamız kolay olmadı. İrademize vurulan prangaları parçaladık. Öğrenilmiş çaresizliklere son verdik. Bu ülkeye her şeyden önce özgüven ve cesaret kazandırdık. Savunmada kelimenin tam anlamı ile destan yazdık. Geniş bir yelpazede milli projeleri hayata geçirdik. Teşviklerimiz ile savunma sanayimizin önünü açtık. Türkiye kendi semalarını yerli ve milli hava savunma sistemleri ile koruyan bir ülkedir. Nice engelleri aşarak geldiğimiz seviyeyi önemsiyor ama yeterli bulmuyoruz. Caydırıcılığımızı öyle bir düzeye çıkaracağız ki bırakın bize saldırmayı kimse bunu aklının ucundan dahi geçiremeyecektir.
"SAVUNMA SANAYİDE TAM BAĞIMSIZLIK HEDEFİNE SABIRLA İLERİYORUZ"
Katmanlı hava savunma sistemine sahibiz. Yüzde 20'lerden alıp 80'lere çıkardığımız yerli ve milli üretimi daha yukarılara çıkaracağız. Bu ülke toplu iğne dahi üretemiyordu. Artık İHA'larımız Siha'larımız akıncılarımız hepsi var. Savunma sanayide tam bağımsızlık hedefine kadar sabırla, sağlam adımlarla ilerleyeceğiz."