Prof. Dr. Üşümezsoy'dan Marmara depremi uyarısı: Asıl risk haritada başka yerde!
23 Nisan’daki Silivri depremini önceden tahmin eden Prof. Dr. Şener Üşümezsoy, İstanbul için sıkça dile getirilen “büyük deprem” beklentisine itiraz etti. Üşümezsoy’a göre tehlikenin merkezi Adalar Fayı değil, Marmara'nın güneyindeki Bozburun ve Sarıköy fay hatları.
Deprem bilimci Prof. Dr. Şener Üşümezsoy, Marmara Bölgesi’ndeki deprem senaryolarına yönelik dikkat çekici açıklamalarda bulundu. Geçmişte 23 Nisan’da Silivri açıklarında meydana gelen 6,2 büyüklüğündeki depremi doğru tahmin etmesiyle gündeme gelen Üşümezsoy, İstanbul’da büyük bir deprem olacağına dair yaygın kanaati eleştirerek farklı bir risk haritası çizdi.
YouTube kanalında yayımladığı son değerlendirmede konuşan Üşümezsoy, Kuzey Marmara Fayı’nın Adalar segmentine yüklenen stresin büyük deprem üretme ihtimali taşıdığı yönündeki görüşlerin bilimsel temelden yoksun olduğunu savundu.
“KUMBURGAZ BÖLGESİ 6.5’TEN BÜYÜK DEPREM ÜRETMEZ”
Üşümezsoy’a göre asıl tehdit, Adalar Fayı değil; Marmara Denizi’nin ortasında yer alan Kumburgaz çukuru içinde uzanan sığ fay segmenti. 10 kilometre derinlikte bulunan bu fay hattının maksimum 6,5 büyüklüğünde bir deprem oluşturabileceğini belirten Üşümezsoy, 23 Nisan’daki 6,2’lik depremin de bu alanda yaşandığını ve bu tespitin kendi modeliyle örtüştüğünü vurguladı.
İKİ ANA TEHLİKE: BOZBURUN VE SARIKÖY
Bölgedeki esas sismik riskin Marmara’nın güneyinde yoğunlaştığını ifade eden Üşümezsoy, iki kritik fay hattına dikkat çekti:
- Bozburun Fayı (Armutlu Yarımadası): 1999 Gölcük depreminin ardından stres birikimiyle aktif hale gelen bu fay hattı, İstanbul’un güneydoğusunda ciddi bir tehlike barındırıyor.
- Sarıköy Fayı (Güney Marmara): 1953’teki Yenice-Gönen depreminin ardından sismik enerji yüklenen Sarıköy segmenti de Balıkesir ve çevresi için potansiyel büyük deprem riski taşıyor.
“BATI MARMARA RAHATLADI"
Prof. Dr. Üşümezsoy, 1912 Şarköy-Mürefte depreminin Saros Körfezi ve Tekirdağ çevresindeki gerginliği büyük ölçüde boşalttığını ifade etti. Bu nedenle, Marmara’nın batısından ziyade güneyi ve doğusunun daha dikkatle izlenmesi gerektiğini söyledi.