"İnsan 3.0" belgeseli LGBT konusuna anatomik bir eleştiri getiriyor

İstanbul'da AKM Yeşilçam Sineması'nda düzenlenen lansman etkinliğiyle tanıtılan belgesel, gençlerin aileleriyle ilişkilerine vurgu yaparken, sanat ve sinema alanındaki LGBT propagandasının zararlarına odaklanıyor.

"LGBT LEHİNE TEK TİP BİR SÖYLEM GELİŞTİRİLİYOR" 

Yönetmen Av. Hatice Beyza Öztürk, LGBT meselesinin son yıllarda hem dünyada hem de Türkiye'de çokça tartışılan bir konu olduğunu belirtti. Konunun birçok alanda kendine bir şekilde tartışma mecrası bulduğunu dile getiren Öztürk, "Çocuklara ve gençlere farklı mecralarda, sürekli tek bir tonda LGBT konusunda propaganda yürütülüyor. Çocuk kitaplarında, müziklerde, sinemada, sanat sektörünün farklı alanlarında sürekli tek tip bir söylem geliştiriliyor. Hep LGBT lehine bir söylem, bir yol ve akış var." dedi.

PİŞMAN OLANLARIN HİKAYESİ

Öztürk, belgeselin amacının LGBT konusunda derli toplu bir anlatı sunmak ve eleştirel bir noktadan meselenin anatomisini çıkarmak olduğunu kaydetti. Belgeselin gerçek bir hayat hikayesi üzerine inşa edildiğini ve yaklaşık 15 yıl trans bir erkek olarak yaşamış bir hanımefendinin dönüş hikayesini, travmalarıyla yüzleşmesini ele aldığını aktardı. Öztürk, izleyicinin bu belgesel ile "madalyonun öbür yüzünü" göreceğini ve meseleyi daha derli toplu tartacağını söyledi.

"İNSAN 3.0" KAVRAMI VE PROJENİN AMACI

Filmin gençlere ve ailelerine hitap ettiğini vurgulayan Öztürk, "İnsanın yeni modellenen bir biçimine atıf yapmak istedik ve belgeselin adını İnsan 3.0 olarak belirledik. İnsanlar için cinsiyetsiz, kimliksiz, vatansız, devletsiz, hiçbir ideolojik bağı olmayan, hiçbir dini değer, yargı ve bağı olmayan farklı bir modelleme öngörülüyor. Biz de İnsan 3.0'a yani LGBT'ye anatomik bir eleştiri getiriyoruz." ifadelerini kullandı.

Yapımcı Samet Doğan ise her alanda tek yönlü propagandası yapılan LGBT konusunda işin aslını ortaya koymak için yola çıktıklarını belirtti. Doğan, bu sorumluluktan kaçmak gibi bir lüksleri olmadığını ve birilerinin bu meselede artık sesini çıkarması, işin aslının ne olduğuna dair sorgulamalar yapması gerektiğine inandığını dile getirdi.

YAPIM SÜRECİ VE KARŞILAŞILAN ZORLUKLAR

Belgeselin çekimlerinin toplamda 6 ay sürdüğünü belirten Doğan, bu konuda konuşmak isteyen insan sayısının az olması, onların bulunması ve ikna edilmesi gibi zorluklarla karşılaştıklarını aktardı.

Özellikle konuyu bizzat yaşayan birini bulmanın zor olduğunu, kiminin görünmek istemediğini, kiminin travmatize olduğu için meseleyi hatırlamak istemediğini ifade etti.

Doğan, projeyi hayata geçirmekten memnuniyet duyduğunu ve bu "faşizme" karşı birilerinin ses çıkarması gerektiğini vurguladı. Hedef tahtası olabileceklerini, işlerinin engellenebileceğini ancak ses çıkarmadıkça ön açıcı projelerin gerçekleşmeyeceğini belirtti.

Belgeselin asıl amacının, LGBT'ye sürüklenmiş gençlerin işin aslına dair erişebilecekleri bir içerik ortaya koymak olduğunu söyledi.

"İNSAN ÖZÜYLE VAR OLAN BİR VARLIKTIR"

Gençlerin LGBT'ye zorlanmasının ve bu konudaki propagandaların insan doğasına aykırı bir dayatma olduğunu dile getiren Doğan, bu durumu "İnsanı kendi özünden, doğasından, kültüründen koparıp başka bir varlığa, bir tür canavara dönüştürme projesi gibi bir şey" olarak algıladığını ifade etti.

Doğan, "İnsan özüyle var olan bir varlıktır. Geçmişimiz, bugünümüz ve geleceğimizle bir bütün olarak var olan toplumlarız. Bizim nereye doğru gittiğimiz belli. Dolayısıyla dünyaya sunulan yeni insan modelini kabul etmiyoruz. Bunun ne demek olduğunu da belgeselde gösteriyoruz." şeklinde konuştu.

"Parlak renkler, karanlık niyetler?" alt başlığıyla hazırlanan 36 dakikalık "İnsan 3.0" adlı belgesel film, LGBT dayatmasına uzman görüşleriyle anatomik bir eleştiri getiriyor.

Cinsiyet değiştirme sürecine giren ve LGBT propagandasına maruz kalarak pişman olan gençlerin yaşadıkları sıkıntıları ve zorlukları anlattığı röportajların yanı sıra konuya ilişkin siyasi açıklamalara da yer verilen belgesel, YouTube platformundan izlenebiliyor.