Yeni yasama yılı başladı! Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan önemli mesajlar: 'Türkiye diz çökmez'
Cumhurbaşkanı Erdoğan TBMM 28. Dönem 4. Yasama Yılı Açılış Toplantısı'nda açıklamalarda bulundu. Gazze meselesine vurgu yapan Erdoğan, "Biz Filistin davası ile 2 yıl önce tanışmadık" dedi. 'Terörsüz Türkiye' sürecine değinen Erdoğan, MHP lideri Bahçeli ile DEM Parti'ye teşekkür etti. Erdoğan, Suriye konusunda 'dejavu' çıkışıyla çarpıcı bir mesaj verdi. Erdoğan salona girerken ayakta alkışlandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan TBMM 28. Dönem 4. Yasama Yılı Açılış Toplantısı'nda açıklamalarda bulundu.
Açılış toplantısına katılmak üzere Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da Meclis'e geldi. Erdoğan'ın gelişinde AK Parti ve MHP'li milletvekilleri ayakta alkışladı, DEM Parti ve İYİ Partili vekiller ise Meclis'te ayakta karşıladı.
CHP ise özel oturuma katılmadı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşması sonrasında DEM Parti ve MHP sıraları ile tokalaştı.
Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları:
Aziz milletim, Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin 4. yasama yılında sizleri muhabbetle selamlıyorum.
Meclisimizin yeni yasama yılının ülkemiz ve milletimiz için hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum.
Her Meclis açılışında ilk günde, bundan 105 yıl önceki heyecanı hepimiz yaşıyoruz. Halkın oyları ile seçilmiş ilk cumhurbaşkanı olarak sizinle aynı heyecanı yaşıyorum. 28. dönem 3. yasama yılı ülkemizde ve bölgemizde yoğun bir çalışma takvimine sahne oldu. Meclis'imiz faaliyetleri ile milletimizin iradesini en güzel şekilde temsil etti. Meclis'imizin tüm mensuplarına şahsım, ülkem, milletim adına teşekkür ediyorum. Önümüzdeki 10 ay boyunca teklifleri ile önergeleri ile, ufuk açıcı değerlendirmeleri ile her bir vekile şimdiden minnettarlığımızı iletiyorum.
1 Ekim 2024’te başlayan ve 21 Temmuz 2025’te sona eren 28. dönem 3. yasama yılı, ülkemizde, bölgemizde ve dünyada tarihi gelişmelerin vuku bulduğu bir dönemde yoğun bir çalışma takvimine sahne oldu.
Meclisimiz, gerek yasama ve komisyon, gerekse parlamenter diplomasi alanındaki faaliyetleri ile milletimizin iradesini en güzel şekilde temsil etti. Bunun için Gazi Meclisimizin tüm mensuplarına, bu çatı altında görev yapan tüm personele, şahsım, ülkem ve milletim adına teşekkür ediyorum.
"MİLLETE HİZMET YOLUNDA HEPİMİZ BİRİZ BERABERİZ"
Her zaman söylediğimizi gibi asıl olan milletin ve memleketin esenliğidir. Millete ve memlekete hizmet yolunda hepimiz biriz, beraberiz. Büyük ve güçlü Türkiye ülküsüne giden yolda hepimiz biriz, beraberiz. Memleketin hak hukukunu savunmada biriz, beraberiz. Vatanımız, bayrağımız ve mukaddes değerlerimiz için aynı şekilde biriz beraberiz.
Asıl olan, vatandaşı olmaktan şeref duyduğumuz Türkiye Cumhuriyeti'ni ilelebet mesut, muvaffak ve muzaffer kılabilmektir. Asıl olan, Türkiye Yüzyılı hedeflerimizi kuvveden fiile çıkarmak için canla başta çalışmak, gecesini gündüzüne katabilmektir.
Bu mücadele, iktidar ve ittifak olarak sadece bizim görevimiz değildir. Şu anda Yüce Meclis'in Genel Kurul salonunda, milletimizin tensipleri ile bulunan her bir milletvekilimizin de asli vazifesidir.
"MESELE TÜRKİYE İSE GERİSİ TEFERRUATTIR"
Bakınız, bu kader birlikteliğimiz, top seslerinin Polatlı'dan yankılandığı günlerde de böyleydi. Bugün de değişen hiçbir şey yoktur. Siyasetin farklı kulvarlarında rekabet halinde olsak da, söz konusu Türkiye olduğunda herkesin ortak bir paydada buluşma erdemi göstermesi hem millete karşı sorumluluğumuzun hem de milli menfaatlerimizin gereğidir. Mesele Türkiye ise gerisi teferruattır.
Mücadeleyi zaferle taşlandırarak milletimizi bağımsızlığına kavuştururken, 105 sene boyunca da kalkınma ve demokratikleşme mücadelemizin mihmandarlığını yürütmüştür. Şu hakikati bugün bir kez daha vurgulamak arzusundayım: 105 yıldır milli iradenin egemenliği ilkesi başta olmak üzere, milletimizin hak ve hürriyetler alanında elde ettiği sayısız kazanımların altında Yüce Meclis'in mümtaz üyelerinin imzası, emeği, alın teri ve hiç tavsamayan mücadelesi vardır.
15 Temmuz gecesi, savaş uçaklarının sonik patlamalarına ve tepesine yağan bombalara rağmen milletin emanetine korkusuzca sahip çıkan Meclisimiz ikinci defa gazilikle müşerref olmuştur. İstiklal Harbi'nde 7 düvele direnerek tarihe geçen bu yüce çatı, tam da kendisine yakışır bir cesaretle 15 Temmuz darbe girişimini püskürterek adını dünya parlamentoları içinde müstesna bir yere onurla yazdırmıştır.
Bugün burada, milleti temsil görevini şanla, şerefle ve büyük bir mesuliyet duygusuyla yerine getiren tüm milletvekillerimizin 15 Temmuz ruhunu her daim ihya edeceklerine inancım sonsuzdur.
Bu vesileyle, Malazgirt'teki ilk akınlardan İstanbul'un fethine, Kurtuluş Savaşı'ndan 15 Temmuz destanına, istiklal ve istikbalimiz uğruna canlarını feda eden tüm şehit ve gazilerimizi rahmetle yad ediyorum. Hepsinin ruhları şad, kabirleri nur, makamları cennet olsun diyorum.
TBMM GAZZE SINAVINI İFTİHARLA VERDİ
Meşruiyetini doğrudan milletimizden alan TBMM daima hakkın haklının ve mazlumun yanında yer aldı. İsrail'in Filistin'de 2 yıldır sürdürdüğü soykırıma, devlet terörüne en güçlü tepki bu koltuklardan yükseldi. Milletimizin milletine tercüman olan meclisimiz 7 dildeki ortak bildiri ile farkını ortaya koydu. Soykırım hakkındaki tezkere zulme göz yumanlar için çok güçlü mesaj olmuştur. Filistin'i destekleyen parlamentolardaki çalışmaları meclisimizin bir diğer başarısıdır.
Filistinli mazlumlarla dayanışma sergileyen partilere ve vekillere kalpten teşekkür ediyorum. Geçen haftaki BM kurulu başta olmak üzere her platformda Filistin davasının gür sesi olduk. Şahsımızı ve ülkemizi hedef alan karalama kampanyalarına karşı izzetli duruşumuzu muhafaza ettik. İşgal kuvvetlerine kahramanca direnen Gazze'nin yiğit evlatlarını asla yalnız bırakmadık. Gazze'ye insani yardımlarımızı göndererek, İsrail ile ticareti 1.5 yıl önce keserek, soykırım davasına müdahil olarak Filistinlilerin yanında dimdik durduk.
"BİZ BU DAVA İLE 2 YIL ÖNCE TANIŞMADIK"
Bu konuda haksız ve hadsiz eleştirilere maruz kalındığını görüyor ve bundan üzüntü duyuyoruz. Biz ve arkadaşlarımız birileri gibi Filistin davası ile 2 yıl önce tanışmadık, biz bu davaya ömrümüzü adadık. Son nefesimize kadar Filistin'in ve ilk kıblemiz olan Kudüs'ün hakkını korkusuzca savunacağız.
SAVAŞIN KAZANINI ADİL BARIŞIN KAYBEDENİ OLMAZ
Tarih bu omurgalı duruşumuz nedeni ile Türkiye'yi altın harflerle yazacaktır. Trump ile gerçekleştirdiğimiz görüşmede de Gazze gündemimizin ilk sırasındaydı. Çağrımızı yaptık ve duruşumuzu net biçimde ortaya koyduk. Savaşın kazananı adil barışın kaybedeni olmaz. Filistin barışı en fazla hak eden millettir.
BU UTANÇ ARTIK SON BULMALIDIR
Gazze, kana gözyaşına ve yıkıma artık doymuştur. Bu utanç artık son bulmalıdır. Tek bir çocuğun daha hayattan koparılmasını istemiyoruz. Türkiye olarak bunun için çalışmaya tüm gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz. 1967 sınırlarında, başkenti Doğu Kudüs olan Filistin kurulana kadar mücadelemiz sürecek.
NEHİRDEN DENİZE BARIŞ DOLU FİLİSTİN
Nasıl Suriye'nin özgürlüğünü görmeyi rabbim bize nasip ettiyse Gazze'de güzel günleri göreceğimize de tüm kalbimle inanıyorum. Gazzeli ve Filistinli kardeşlerimize buradan dayanılma mesajlarımızı gönderiyor ve bundan sonra da yanlarında olacağımızı önemle ifade ediyorum.
BAHÇELİ VE DEM PARTİ'YE 'TERÖRSÜZ TÜRKİYE' TEŞEKKÜRÜ
'Terörsüz Türkiye' hedefimize yönelik tarihi nitelikte adımlar atıldı, önemli mesafeler alındı. Engin siyasi tecrübesi, birikimi ve dirayetiyle 'terörsüz Türkiye' idealimizin mimarlarından olan Sayın Bahçeli'ye bir kez daha ülkem ve milletim adına teşekkürlerimi ifade ediyorum. Önemli katkılar vermiş olan DEM Parti heyeti ve yönetimine de şükranlarımı sunuyorum. Son nefesine kadar terör duvarının yıkılması için çaba veren Sayın Sırrı Süreyya Önder'i de rahmetle anıyorum.
"NE BİZ, NE ORTAĞIMIZ MHP NE DE YÜCE MECLİS MÜSAADE EDER"
Türkiye Cumhuriyeti Devleti hiçbir dünyevi güç karşısında diz çökmez, boyun eğmez, taviz vermez ve egemenliğini asla pazarlık konusu yapmaz. Bazı muhalefet partilerinin tahrikleriyle zihinlerinde soru işareti oluşan vatandaşlarımız varsa hepsi müsterih olsun. Özellikle şehitlerimizin muhterem aileleri ve gazilerimiz bilsinler ki onların aziz hatıralarına gölge düşürecek hiçbir adımın atılmasına ne hükümet olarak biz, ne Cumhur İttifakı ortağımız MHP ne de bu yüce meclis müsaade edecektir.
Türkiye, Türkiye içindeki Kürtlerin ana vatanı olduğu kadar Türkiye sınırları dışındaki Kürtlerin de en büyük, en samimi, en güvenilir hamisidir, kardeşidir, son günlerde kapısı çalınan ilk sığınağıdır.
"SURİYE'DE 'DEJAVU'YA İZİN VERMEYECEĞİZ"
86 milyonun bir olduğu Türkiye enerjisini refah için harcayacaktır. İnşallah yeni atılımlara da fırsat oluşacaktır. Sınırlarımızın ötesindeki Kürt kardeşlerimizin terör örgütleri baskısı ile Müslüman düşmanı ülke ve odaklar tarafından istismar edilmesine rıza göstermeyiz. Suriye'nin bölünme planlarının bugün e karşısındayız. Gerekse herhangi bir terör oluşumunu önlemek için diplomasinin tüm kanallarını devreye aldık. Diplomatik girişimler cevapsız kalırsa Türkiye'nin politikası bellidir.
Türkiye Suriye'de bir dejavu yaşanmasına izin vermeyecek. Bu ilkeli tavrımız Kürt kardeşlerimizin aleyhine değil tam tersine onların lehinedir. Bölgemizin terörden kurtarmak için bir adımdır. Hepimiz ortak geleceğin yolcularıyız. Biz birbirimize duvarın tuğlaları gibi kenetlenirsek bölgedeki barış gerçekleşecektir. Aramıza simsarlar girdiğinde çatışma, kan gözyaşı eksik olmayacaktır. Nasıl Çanakkale'de Türk Kürt Arap birlikte vatanı savunduysa yakında da ülkenin refahını kalkınmasını birlikte tahkim edecektir.
"MERKEZ BANKAMIZIN REZERVLERİ 179 MİLYAR DOLARA ULAŞTI, GİDEREK YÜKSELİYOR"
Burada ekonomiye dair bazı rakamları sizlerle paylaşmak istiyorum. Değerli milletvekillerimiz, önceliğimiz halkımızın hayat pahalılığı sorununu kalıcı olarak çözmektir. Ağustos ayında son 45 ayın en düşük enflasyonunu görerek önemli bir dönüm noktasına ulaştık. Enflasyonu bu yılın sonunda %30’un altına, 2026 yılında ise %20’nin altına indirmeyi planlıyoruz.
Bütçe açığımızın millî gelire oranını bu yıl %3,6’ya, 2026’da ise %3,5’a indirmeyi öngörüyoruz. İhracat tarafında da hamdolsun gayet iyi gidiyoruz. Ağustos ayında yıllık bazda ihracatımız 269 milyar doları aştı. Altın ithalatının yüksek düzeyde seyretmesine rağmen dış dengemiz hızla iyileşti. 2025 yılını millî gelire oranla sadece %1,4’lük bir cari açıkla kapatmayı ümit ediyoruz.
Dış kaynaklara erişim noktasında da çok ciddi kazanımlar elde ettik. Gerek bankacılık, gerekse reel sektörümüz için finansmana erişim hem kolaylaştı hem de maliyetler belirgin şekilde geriledi. Dış borcumuzun millî gelire oranı son 14 yılın en düşük seviyesine indi. Öte yandan rezerv yeterliliği noktasında da tarihi başarılara imza attık. Merkez Bankamızın rezervleri 179 milyar dolara ulaştı, giderek yükseliyor.
Programımızın etkisiyle risk primimiz ve borçlanma maliyetlerimiz geriledi. Türk lirasına olan güven her geçen gün artmaya başladı. Küresel ekonomideki belirsizliklere, ticaret ortaklarımızdaki düşük büyüme oranlarına rağmen Türkiye ekonomisi hamdolsun büyümesini sürdürdü. 2025’in ilk yarısında yıllık büyümemiz %3,6 olarak gerçekleşirken, millî gelirimiz yıllıklandırılmış bazda 1,5 trilyon dolara yaklaştı.
Üretim cephesinde ise zirai dona bağlı olarak daralan tarım sektörü hariç tüm sektörlerde katma değer artışı kaydettik. İmalat sanayimiz son 12 çeyreğin en yüksek performansını sergiledi. Tüketimle yatırım arasındaki denge korunurken, istihdam tarafında da son derece olumlu gelişmeler yaşandı. İşsizlik oranımız tam 28 aydır tek hanelerde seyrediyor.
Bir başka güzel gelişmeyi, bir başka rekor seviyeyi turizmde gördük. 2025 yılında ilk 6 ayda 25,8 milyar dolar gelirle tüm zamanların ilk 6 aylık gelir rekorunu kırdık. 2025 yıl sonunda 64 milyar dolar turizm gelirine emin adımlarla ilerliyoruz.
"2026 SENESİ, TÜRKİYE EKONOMİSİNDE ADETA BİR REFORM YILI OLACAK"
Aynı başarı hikâyesini, sağlıkta, eğitimde, ulaştırmada, enerjide, sosyal politikalarda, tarımda, sanayide, özellikle savunma sanayinde de görmek mümkündür. Türkiye, bütün bu alanlarda kendisiyle yarışarak kısa sürede çok büyük atılımlara imza atmıştır.
Yakaladığımız bu güçlü ivmeyi hızlandırarak sürdüreceğiz. Son olarak yapısal reform gündemimize de kısaca değinmek isterim. 2026 senesi, Türkiye ekonomisinde adeta bir reform yılı olacak. Sanayiden teknolojiye, tarımdan enerjiye, ekonomimizin tüm alanlarında büyük bir dönüşüm başlatıyoruz. Yerel yönetimlerde mali disiplini güçlendirecek adımları da devreye alarak kamuda şeffaflığı, hesap verebilirliği ve verimliliği daha da pekiştireceğiz. Ülkemiz, milletimiz ve ekonomimiz için şimdiden hayırlı, uğurlu olsun.
"TEK BİR MEŞRUİYET KAYNAĞI VARDIR"
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, bizler hepimiz burada, her seçimde sandıkları demokrasimizin bayram yerine çeviren on milyonların takdir ve teveccühü ile bulunuyoruz. Türkiye’de tek bir meşruiyet kaynağı vardır, o da aziz milletimizin tertemiz iradesidir.
Biz, siyaset sahnesine ilk çıktığımızdan beri meşruiyetin kaynağı millettir dedik ve millet egemenliğini en güçlü şekilde tesis etmeye çalıştık. Yarım asra yaklaşan siyasi hayatımız boyunca girdiğimiz tüm mücadeleleri daima sandıktan çıkan iradeden aldığımız icazet ve yetki ile yürüttük.
Bakınız, bu ülkede bir dönem egemenlik kâğıt üzerinde millete ait olsa da hakikatte sermayenin, medyanın ve mütegallibenin tasallutu altındaydı. Vesayetin kılıcı yıllarca millî iradenin tepesinde sallanmaya devam etti. Hâkimiyeti imtiyazlıların elinden aldık, asıl sahibi olan millete teslim ettik. Bunun için gerçekten çok çalıştık, çok mücadele verdik, çok ciddi bedeller ödedik. Nice saldırıları göğüslemek zorunda kaldık. Ama sonuçta Türkiye’de milletin iradesini her alanda egemen kıldık.
Şunu bugün bir kez daha açık açık söylüyorum: Türkiye’de gücünü halktan almayan ayrıcalıklara yer yoktur. Türkiye’de siyasette, hukukta, ekonomide, kamuda, sosyal ve gündelik hayatta milletin iradesine dayanmayan imtiyazlara yer yoktur, inşallah hiçbir zamanda olmayacaktır.
"5 YILLIK YETKİYİ SONUNA KADAR EN VERİMLİ ŞEKİLDE KULLANACAĞIZ"
Egemenliğin kaynağı milletin iradesidir. Millet de bu iradesini yürütmede seçilmiş Cumhurbaşkanı, yasamada milletvekilleri aracılığıyla kullanır. Bazı muhalefet aktörlerinin belli periyotlarla, özellikle ortaya dökülen kimi skandalları perdelemek için gündeme getirdiği suni tartışmalar, milletimizin 14-28 Mayıs seçimlerinde ortaya koyduğu iradeye saygısızlıktır.
Milletimiz, cumhurbaşkanlığında şahsımıza, Mecliste sizlere 5 yıllık yetki vermiştir. Aziz milletimizden sandıkta aldığımız bu yetkiyi inşallah sonuna kadar en verimli şekilde kullanacağız. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin sağladığı hızlı ve etkin karar alma, bunları uygulama imkanlarıyla 'Türkiye Yüzyılı'mızın inşasını sürdüreceğiz.