En büyük değişimci: Kılıçdaroğlu

İlknur Yılmaz yazdı…

İlknur Yılmaz Yazar ilknur.yilmazca@gmail.com

Cumhuriyet Halk Partisi’nde tarihi kurultay geride kaldı. Kurultaydan çıkan sonuç ise ‘değişim’ oldu.

Kurultayı bizzat yerinde, anbean takip ettim...  Böylece siyaset açısından tarihi bir ana da tanıklık etmiş oldum... Geceli gündüzlü 2 gününü orada geçirmiş bir gazeteci, kurultaydan birçok değerlendirme notu da yazısı da çok rahat çıkarır (ki çıkardılar da)...

Ama ben bugün bunu yapmayacağım, beni rahatsız eden bir şeyi yazacağım:

Kemal Kılıçdaroğlu’nu ne siyasetçiler okuyabildi ne de halk!

'Gelenekçi’ denilerek Kılıçdaroğlu’na çok büyük haksızlık edildi.

Evet, kimse gerçek okumayı yapamadı. Yapmış olsalardı, kimse Kılıçdaroğlu’na ‘gelenekçi’ demezdi. Ankara Spor Salonu’nda ‘değişimci’ tribünün tepki gösterip bağırdığı Kılıçdaroğlu, onlardan çok daha değişimciydi oysaki...

Neden mi?

Rus yazar Lev Tolstoy’un söylediği gibi;

“Herkes dünyayı değiştirmek ister ancak kimse kendini değiştirmeyi aklından geçirmez”

Öyle üzerine oturuyor ki zannedersin Tolstoy bu sözleri Kılıçdaroğlu için yazmış...

Çünkü Kılıçdaroğlu, gözünün gördüğü her şeyi değiştirmek istedi. Et ve Süt Kurumu dahil her yerin kapısına dayanıp protesto etti, hepsinden hesap sordu... Bu devranın böyle kalmayacağını, devrim niteliğinde değişiklik yapacağını vaat etti...

Öyle ki iktidar olduğunda ‘mevsimleri bile değiştireceğini’ söyledi:

“Sana söz yine baharlar gelecek” dedi...

“Değişim, değişim, değişim” dedi!

Evet, bunları Kılıçdaroğlu söyledi.

Hakkını yememek gerek:

Seçim öncesi de sonrası da her cümlesi ayrı bir değişim çıkışıyla doluydu. Kılıçdaroğlu, 14 Mayıs öncesinde bırakın Türkiye’yi, Dünya’yı değiştirme hırsıyla ABD’deki TURKEN gökdeleninin önünde bile konuştu.

Kendisini değişimin öncüsü ilan etti, Manhattan’dan seslendi...

Muhalefetin büyük hezeyan yaşadığı seçimin ardından bile ‘değişim’ dedi Kılıçdaroğlu... Bütün MYK’sının istifasını istedi. 2 isim hariç, partisinin yönetim kurulunun tamamını değiştirdi.

Yani sanılanın aksine Kılıçdaroğlu’nun dilinden ‘değişim’ hiç düşmedi!

‘Gözünün gördüğü her şeyi değiştirmek istedi’ demiştim.

İşte Kılıçdaroğlu tam da bu yüzden aynaya hiç bakmadı!

Kendisini değiştirme fikri onu o kadar ürküttü ki; göz göze gelmemek için aynalardan hep kaçtı.

Aynadaki adamı değiştirmemek için bakın neleri değiştirdi:

‘Parti içi demokrasiyi’ değiştirdi!

‘Sol politikayı’ değiştirdi!

‘Parti misyonunu’ değiştirdi!

CHP'nin ‘Kuvayi Milliye ruhunu’ değiştirdi!

Herkesle yan yana geldi, ‘ilkeli siyaset kavramını’ değiştirdi!

Sokağa kulağına kapadı, ‘devrimci ruhu’ değiştirdi!

Partisinin kurucusu Atatürk’e, hakaret etmenin suç olduğu ülkede, hakaret edeni danışman yaptı, oturduğu ‘koltuğun itibarını’ değiştirdi!

‘Cumhuriyetçilik anlayışını’ değiştirdi!

‘Halkçılık anlayışını’ değiştirdi!

‘Laiklik anlayışını’ değiştirdi!

‘Milliyetçilik anlayışını’ değiştirdi!

‘Devletçilik anlayışını’ değiştirdi!

‘İnkılapçılık anlayışını’ değiştirdi!

‘6 okun ehemmiyetini’ değiştirdi!

Kemalist ideolojiyi sessize aldı, ‘seçmen kitlesini’ değiştirdi!

‘Atatürk’ün CHP’sini’ değiştirdi!

‘Cumhuriyet Halk Partisi’ni’ değiştirdi!

Ben yazarken yoruldum...

Bir de ‘gelenekçi’ dersiniz, bakın aslında ‘en büyük değişimci’ Kılıçdaroğlu’ymuş...

İyi haber: Aynalardan kaçmanıza artık gerek kalmadı Kemal Bey...

Tüm yazılarını göster