Cumhurbaşkanı Erdoğan İslam İşbirliği Teşkilatı'nın zirvesinde konuştu: İsrail'in saldırılarının tanımı haydutluktur
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Dışişleri Bakanları Konseyi 51. Oturumunda dünyaya seslenerek, "İsrail üzerinde etki sahibi ülkelere bir kez daha sesleniyorum; Netanyahu'nun övgü ambalajına sarılmış zehirli sözlerine kimse itibar etmesin. Bölgenin yeni bir savaşı kaldırmaya tahammülü yoktur" dedi. İsrail'in saldırılarını "haydutluk" olarak tanımlayan Erdoğan, çözümün diplomasi olduğunu ifade etti.

İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) üyesi ülkeler bugün İstanbul'da bir araya geldi. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın katılımıyla gerçekleşen toplantıda İsrail'in saldırıları ele alınıyor.
İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları:
"Fevkalade kritik bir dönemde gerçekleştirdiğiniz toplantının etkileri inşallah tün dünyada hissedilecektir. İsrail saldırılarında hayatını kaybeden kardeşlerimizi rahmetle anıyorum.
Türkiye olarak Filistinli kardeşlerimizin acısını acımız hüznünü hüznümüz biliyoruz. Zafer mutlaka inananların olacaktır. Barış konuşacağımız güzel günleri göreceğimize ben yürekten inanıyorum. Son 2 yıldır İsrail'in yıkım ve katliam politikalarıyla giderek daha fazla yüzleşiyoruz. İsrail bölgemizi istikrarsızlığa sürüklemeye devam ediyor. Camileri, kiliseleri, okulları bombaladılar. Yardım sırası bekleyen insanları hunharca katlettiler. Gazze'de yaşayan 2 milyon kardeşimiz tam 21 aydır hayatta kalma mücadelesi veriyor.
"İSRAİL'İN YAPTIĞI HAYDUTLUKTUR"
İsrail, Lübnan'ı Yemen'i ve Suriye'yi de hedef aldı. Suriye'de de kargaşa çıkarmaya çalıştı. İsrail'in devlet terörüne şimdi de komşumuz İran maruz kalıyor. İsrail'in İran'a karşı saldırılarını en güçlü şekilde telin ediyorum. İran halkının bugünleri de atlatacağından hiçbir şüphe duymuyoruz. İsrail'in Gazze, Lübnan, Yemen, Suriye ve son olarak İran'a gerçekleştirdiği saldırıların tanım ve tarifi haydutluktur.
"NETANYAHU'NUN SİYONİST EMELLERİ DÜNYAYI FELAKETE SÜRÜKLEMEKTE"
Saldırıların İran'ın nükleer programıyla ilgili müzakerelerin yoğunlaştığı dönemde vuku bulması elbette manidardır. Netanyahu hükümeti 13 Haziran'daki saldırılarıyla müzakere sürecini baltalamayı hedeflemiştir. İsrail, başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız bir Filistin Devletiyle yan yana barış içinde yaşamak yerine savaşı tüm bölgeye yaymaya çalışıyor. 90 yıl önce Hitler'in çaktığı kıvılcım nasıl dünyayı ateşe attıysa, Netanyahu'nun siyonist emelleri de dünyayı felakete sürüklemekten başka gaye taşımıyor.
"NETANYAHU'NUN ÖVGÜ AMBALAJINA SARILMIŞ ZEHİRLİ SÖZLERİNE KİMSE İTİBAR ETMESİN"
Gazze halkının açlıkla cezalandırılmasına, yerleşimci terörüne asla esir kalmayacağız. İsrail üzerinde etki sahibi ülkelere bir kez daha sesleniyorum; Netanyahu'nun övgü ambalajına sarılmış zehirli sözlerine kimse itibar etmesin. Bölgenin yeni bir savaşı kaldırmaya tahammülü yoktur.
Bugün buradan bir kez daha çözümün diplomasi ve diyalogdan geçtiğini vurguluyoruz. Sükunetin tesisi için çok ciddi gayret sarf ettik.
Bu şartlarda iki devletli çözüme kavuşulması çok daha hayati hale gelmiştir. İsrail'e karşı zorlayıcı tedbirler alınması için girişimlerimizi eşgüdüm halinde sürdürmeliyiz.
İstanbul'un kaderi Şam'ın kaderinden Bağdat'ın kaderinden, Tahran'ın kaderinden Mekke ile Medine'nin Gazze'nin Kudüs'ün kaderinden ayrı değildir.
"İSLAM DÜNYASININ DAHA FAZLA SORUMLULUK ÜSTLENECEĞİ DÖNEMDEYİZ"
Ümmetin sesini ve vicdanını temsil eden teşkilatımızın bu toplantısında İsrail'in politikasına karşı duruşumuzu açıkça dünya kamuoyuna duyurmamız gerekiyor. Birbirimize karşı hoşgörü sınırımızı daha da genişletmeliyiz. İttifak ediniz. İslam dünyasının daha fazla sorumluluk üstleneceği dönemin arifesindeyiz. Bölgemizdeki şiddet sarmalının İsrail tarafından yeniden tetiklendiği ortamda başlıyor. Sırt sırta verip zorlukların üstesinden birlikte geleceğiz.
Suriye yeni bir dönemin kapısını aralamıştır. Suriye'nin İİT üyeliğine dönmüş olmasından ve uluslararası topluma entegrasyonu yönünde alınan mesafeden duyduğumuz memnuniyeti ifade etmek istiyorum. Türkiye olarak bu ülkeye desteğimizi artırarak devam ettireceğiz. Suriye'nin toprak bütünlüğü ve milli birliğinin korunması ile kalıcı istikrara kavuşması için hepimizin, tüm İslam aleminin desteğine ihtiyacı var."