Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan önemli açıklamalar
Katar'ın başkenti Doha'da bulunan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İslam İşbirliği Teşkilatı-Arap Ligi Olağanüstü Zirvesi'nde önemli açıklamalarda bulundu. Erdoğan, "Son saldırı İsrail'in haydutluğunu artık farklı bir boyuta taşımıştır" dedi ve "İslam alemi, İsrail'in bu yayılmacı emellerini boşa çıkaracak dirayete ve imkana Allah'ın izniyle sahiptir" ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Tayyip Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
"Sözlerimin başında soykırımcı İsrail'in saldırısında şehit edilen Filistin ve Katarlı kardeşlerime Allah'tan rahmet diliyorum.
İsrail'in işlediği soykırım nedeniyle olağanüstü zirveler düzenledik. Terörden beslenen bu çarpık zihniyetin güvenlik için risk teşkil ettiğini ortaya koyduk. Seçilmiş siyasetçilere ve devlet adamlarına suikastler düzenledi. Son saldırı İsrail'in haydutluğunu farklı bir boyuta taşımıştır. Bugünkü zirveyi o nedenle çok anlamlı buluyorum. Bugün alacağımız kararların dünya kamuoyuna yazılı olarak ilan edilmesini niyet ediyorum.
Dost ve kardeş müttefik ülkemiz Katar'ın her daim yanında olduğumuzu vurguluyorum. Netanyahu hükümetinin esas amacının bir yandan Filistin'deki katliamı sürdürürken bölgeyi istikrarsızlığa sürüklemek olduğu şüphe götürmez bir gerçektir. Karşımızda bi terör zihniyeti var. Bu zihniyet işlediği suçların cezasız kalmasıyla ayakta kalabilmektedir. Soykırımcı İsrail durdurulmalı.
"BU GÜCE SAHİBİZ"
Son dönemde haddini bilmez bazı İsrailli siyasetçi müsveddelerinin "Büyük İsrail" hezeyanını sık sık tekrarladığını görüyoruz. İsrail'in komşu ülkelerdeki işgallerini genişletme çabaları bu hedefin somut birer tezahürüdür.
İslam alemi İsrail'in emellerini boşa çıkaracak imkana sahiptir. Bazı ülkelerin Filistin'i tanıma niyetlerini açıklamaları olumlu bir adımdır. Bu adımlar İsrail'e yönelik somut yaptırımlarla desteklenmediği takdirde netice vermekte zorlanacaktır. İsrailli yetkililerin adalet önünde hesap vermeleri için uluslararası hukuk mekanizmaları kullanılmalıdır.
"OLUMLU BİR ADIMDIR"
Netanyahu katliam şebekesinin muvazeneyi kaybetmesi, artık destekçileri için de maliyet oluşturmaya başladı. Katar'a yönelik pervasız saldırılar karşısında İsrail'e kayıtsız şartsız destek verenler de tepki göstermek mecburiyetinde kaldı. Bazı ülkelerin Filistin devletini tanıma niyetlerini açıklamaları da elbette olumlu bir adımdır.
Gönül isterdi ki bu daha erken bir aşamada yapılsın. Ancak bu adımlar, İsrail'e yönelik somut ve güçlü yaptırımlarla desteklenmediği takdirde netice vermekte zorlanacaktır. Diplomatik gayretlerimizi İsrail'e yaptırım uygulamalarının artması için yoğunlaştırmalı, İsrailli yetkililerin adalet önünde hesap vermeleri için uluslararası hukuk mekanizmaları kullanılmalıdır.
"SAVUNMA ALANINDAKİ TECRÜBEMİZİ PAYLAŞMAYA HAZIRIZ"
Son dönemde haddini bilmez bazı aktörlerin kısa vadede durmayacağını, işgal ve istikrarsızlık politikalarına hız vereceğini biliyoruz. Bunu engelleyecek imkânlarımızın olduğunun farkındayız. Artık bazı alanlarda kendi kendine yeter seviyeye ulaşmamız şarttır. Bunların başında caydırıcı bir savunma sanayi ve kalkınma gelmektedir. Yeteneklerimizi ve tecrübelerimizi siz kardeşlerimizle paylaşmaya hazır olduğumuzu bilmenizi isterim.
Gelecek 10 yılları kazanmak için şimdiden bu alanlarda işbirliğimizi yoğunlaştırmamız gerektiğini düşünüyorum. İsrail’in ekonomik olarak da sıkıştırılması gerektiğine inanıyorum. Daha önceki tecrübeler, bu tür adımların netice verdiğini göstermektedir. Biz Türkiye olarak 1,5 senedir İsrail ile tüm ticari işlemleri durdurduk. Böylece yıllık olarak 9,5 milyar dolarlık bir rakamdan sarf-ı nazar ettik. Uluslararası Adalet Divanı’nda açılan soykırım davasına desteğin de çok önemli olduğu kanaatindeyim.
Keza, bölgenin güvenliğini el birliğiyle kendimizin sağlayacağı somut adımları ve mekanizmaları hayata geçirebilmeliyiz. Bu noktada İslam İşbirliği Teşkilatı bünyesinde yapılabilecekler olduğuna inanıyorum. Bizler, 1967 sınırları temelinde, coğrafi bütünlüğü başkenti Doğu Kudüs olan Filistin devleti vücut bulana kadar mücadeleye azimle devam edeceğiz. Bu kutlu davada ne tehciri, ne soykırımı, ne de bölünmüşlüğü kabul edebiliriz.
Zirvenin ve alacağımız kararların, İsrail tehdidini durdurmak için ilave adımlar atılmasına vesile olmasını ve toplantımızın sonuçlarının harfiyen takip edilmesini temenni ediyorum."