Meksika meclisinde sergilenen uzaylı fosillerine yalanlama geldi: DNA testi yapılmadı
Meksika meclisinde sergilenen uzaylılara ait olduğu iddia edilen fosillere ilişkin tartışmalar devam ederken Meksika Ulusal Özerk Üniversitesi'nden iddialara yalanlama geldi. Üniversite, Meksika Kongresi’nde sözde uzaylılara ait mumyaların sergilenmesi olayının ve DNA testinin gerçeği yansıtmadığını açıkladı.

Meksika meclisinde, Peru’da bulunan ve uzaylılara ait olduğu iddia edilen iki fosil kamuoyuna gösterildi.
Uzaylı fosilleri, görenleri hayrete düşürerek meraklandırdı. Dünyanın gündemine düşen görüntüler sonrası çeşitli tartışmalar başladı.

Bilim insanları yemin ederek yaptıkları açıklamada "DNA testi yaptık ve bu canlıların bizim gezegenimize ait olmadığını tespit ettik" dedi. Cam fanusta sergilenen cesetlerin 1000 yaşında oldukları iddia edildi.

"RADYOKARBON TESTLERİ YAPILDI" DENDİ
Otonom Ulusal Meksika Üniversitesi’nde görevli bilim insanları, "uzaylıların" kalıntılarını incelediklerini ve radyokarbon testlerin yapıldığını açıkladı.

"BİZİM PARÇAMIZ DEĞİL"
Araştırmaya katılan UFO uzmanı Jaime Maussan, "Bu kalıntılar bizim evrimsel sürecimizin bir parçası değil" dedi.

Meksika Ulusal Özerk Üniversitesi Fizik Enstitüsü’nden geçtiğimiz salı günü Meksika Temsilciler Meclisi’nde “insana ait olmadığı” iddia edilen iki varlığın kalıntılarının sergilenmesinin ardından açıklama geldi.

Açıklamada, mumyaların uzaylı olduklarına dair herhangi bir bilimsel bulguya ulaşılmadığı bildirildi.

Açıklamada, son günlerde medyada uzaylı konusunun geniş yer bulmasıyla üniversitenin Fizik Enstitüsü bünyesindeki laboratuvar tarafından 2017 yılında yapılan analizlere ait sonuçların yeniden açıklandığı ifade edildi.

Açıklamada ayrıca Peru’da bulunan mumyalara laboratuvarda yaşlarının belirlenmesi amacıyla karbon 14 testinin yapıldığı ancak yapılan test ile sadece mumyaların yaşlarının tespit edilebildiği belirtilirken, bu test sonucunda mumyaların nereden geldikleri konusunda bir fikre varılamayacağına vurgu yapıldı.

"DNA TESTİ YAPILDI" İDDİALARINA YALANLAMA
Üniversitenin açıklamasında son olarak, mumyalara yapılan testle ilgili tüm yanlış yorum ve beyanların reddedildiği ifade edilirken, üniversite yetkililerinin mumyalara karbon 14 yaş belirleme testi dışında başka testler yaptıkları iddialarının gerçek dışı olduğu belirtildi.

Böylelikle Jaime Maussan tarafından ortaya atılan mumyaların DNA testi sonucunda uzaylı olduklarının tespit edildiği iddiası, Meksika Ulusal Özerk Üniversitesi tarafından yalanlanmış oldu.

Jaime Maussan, 12 Eylül Salı günü Meksika Temsilciler Meclisi'nde yaptığı sunumda iki adet mumya sergilemiş ve bunların yapılan DNA testleri sonucunda insan olmadıklarının kanıtlandığını iddia etmişti.

Jaime Maussan ayrıca sunumunda Dünya'nın evrenin derinliklerinden gelen insan dışı zeki varlıklar tarafından ziyaret edildiği gerçeği kabul edilirse başka evrenlere seyahat etmenin mümkün olacağını ifade etmiş ve Meksikalı milletvekillerinden dünya dışı yaşamın varlığını tanımalarını talep etmişti.

NE OLMUŞTU?
Adli bilimci Jose de Jesus Zalce Benitez, ve çalışma arkadaşı biyolog Jose de la Cruz Rios mumyalar üzerinde yaptıkları bilimsel çalışmalar sonrası şu şekilde özetlemişti:
X-ray, bilgisayarlı tomografi, 3 boyutlu yeniden yapılandırma, makrosokpik ve mikroskopik analizler, histoloji, karbon 14, adli antropoloji, karşılaştırmalı anatomi ve dna analizi, mri taraması.

Vücut boyu 60cm ve beyaz bir toz ile kaplı. Bu tozun elektron mikroskopuyla bakıldığında diatom tozu olduğunu keşfetmişler. Bu toz bedenlerin kurumasını sağlarken bakteri ve mantar üremesini engelleyerek mumyanın korunmasını sağlamış.

Humanoid bir yapıya sahipler: kafa, gövde, karın ve tridaktil (üç parmaklı) el ve ayaklarla biten uzuvlar.
Kemikler fazlasıyla dayanıklı ama oldukça hafif bu özellikleriyle kuş kemiklerini andırıyor.
Kafa vücuda göre büyük. Kafatası kemikler gibi dayanıklı ama hafif ve geniş. Bu genişlik oldukça büyük bir beyne veya nörolojik yapıya ev sahipliği yapmaya müsait.

Göz boşlukları da aynı şekilde oldukça büyük. Bu büyüklük bu spesimenin 3 boyutlu geniş bir görüşe sahip olmasını mümkün kılıyor.
Çok küçük burun kanalları, burun ve ağız boşluğuna sahip. Dişlerin de olmaması bu spesimenin çiğneyerek değil yutarak beslenmiş olabileceğini gösteriyor.

Boyun yapısı, özelliklerinden dolayı kaplumbağa benzeri geri çekilebilme yeteneğe sahip olabileceğini gösteriyor.
Göğüs kafesinde kuşlarda bulunana benzer bir çatal var. Bu omuz eklemlerinin geniş hareket kapasitesine sahip olduğunu gösteriyor.
Göğüs kafesindeki kaburgalar boşluksuz ve tek parça halinde.

Karın boşluğunda 3 adet yumurta var. Tomografi sayesinde bunların milimetrik yumurtalar barındıran yumurta kanalları olduğunu keşfetmişler.
Tomografi sayesinde kas, tendon, bağ dokusu ve kan damarlarını ve hatta organ ve organelleri gözlemleyebilmişler.
Ekstremitelerde eklemler ve dokular arasında tam bir uyum var ve 3 parmaklarını başparmak olmadan kavrama için kullanabildiklerini gösteriyor.

Parmak izleri tespit edilmiş ve bu izler bildiğimiz memelilere kıyasla dairesel değil. Tamamiyle düz ve yatay olarak doğrusal.
Vücutlarında metal implantlar da bulunmuş ve bu implantların günümüzde yapay uydularımızda bulunan osmium ve cadmium gibi metaller içerdiği tespit edilmiş.

DNA analizi 1 milyondan fazla bilinen tür ile karşılaştırılmış. Bu analizler ulusal ve uluslararası pek çok farklı enstitüde yapılmış. Sonuç olarak DNA'larının yüzde 30'u bildiğimiz herhangi bir şey ile benzerlik göstermiyor.

Tüm analizler ve bulgular halka açık şekilde paylaşıldı ve tüm bilim insanlarını bu çalışmalara katkı sağlamaya davet ediyorlar.

Adli Bilimci yemin altında şunları söyleyerek ifadesini tamamladı:
"Darwinian türlerin evrim ağacında herhangi bir ortak ya da izlenebilir öncül tür veya soy olmaksızın bu canlıların insan olmayan bilinmeyen bir türe ait olduğunu söyleyebiliriz. Bu bedenlerin %100 gerçek, organik, biyolojik ve zamanında canlı olduğunu onaylıyorum."