Gülşen, 10 aylık hapis cezası hakkında açıklama yaptı!

Son dakika haberleri... Şarkıcı Gülşen Çolakoğlu, İstanbul Ataşehir’de 30 Nisan’daki konserinde “İmam Hatipte okumuş daha önce kendisi, sapıklığı oradan geliyor” ifadelerini kullanmıştı.

Gülşen’in bu sözlerinin ardından İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturma başlatılmış, soruşturma kapsamında Gülşen 25 Ağustos 2022’de önce tutuklanarak cezaevine gönderilmiş, daha sonra karara yapılan itiraz dilekçesinin de kabul edilmesiyle tutukluluğunun 4. gününde ‘konutu terk etmeme’ şeklinde adli kontrol şartıyla serbest bırakılmıştı.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca hazırlanan iddianamede ise Gülşen’in ‘halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama’ suçundan 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması talep edilmişti. Hakkında hazırlanan iddianamenin kabul edilmesiyle birlikte yeni bir gelişme olmuştu ve Gülşen Çolakoğlu’nun, avukatının yeniden itirazı üzerine, ’konutu terk etmeme’ şeklindeki adli kontrol tedbirinin kaldırılmasına karar verilmişti.

Mahkeme tarafından verilen kararda ayrıca, ev hapsi kaldırılan Gülşen’in ’yurt dışına çıkış yasağı’ ile haftada 1 gün ’imza atma’ şeklinde adli kontrol tedbirlerinin uygulanmasına hükmedilmişti. Daha sonra ilk celsede Gülşen’in imza atma şartı kaldırılmış, 26 Ekim 2022’de ise yurt dışına çıkış yasağı şeklindeki adli kontrol tedbiri kaldırılmıştı.

GÜLŞEN HAKKINDA KARAR VERİLDİ
Gülşen'in davasında sona gelindi. Gülşen hakkında mahkeme kararını açıkladı. Gülşen hakkında 10 ay hapis cezası verilerek hükmün açıklanması geri bırakıldı, dolayısıyla sanatçı cezaevine girmeyecek.

Gülşen, hapis cezası haberlerinin ardından avukatı Altın Mimir'in açıklamasını Instagram hesabından yayınladı.

İşte Gülşen adına avukatının açıklaması:

Avukat Mimir, Gülşen'in TCK'nın 216/1 kapsamında tanımlı suçtan ifadesinin alınarak tutuklandığını ve hakkında iddianame hazırlandığını ancak Gülşen'in bu maddeyi kapsayan herhangi bir suç unsuru bulunmadığını savundu.

İşte Gülşen adına avukatının açıklaması:

TCK'NIN 216/1 MADDESININ KAPSAMI NE?
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası madde 26 hükmüne göre herkes düşüncelerini açıklamakta özgürdür. Herkes düşüncelerini istediği yolla istediği şekilde yayma hakkına sahiptir. Ancak aynı düzenleme uyarınca bu özgürlüklerin kullanılması; kamu düzeni, milli güvenlik, suçun önlenmesi vs. nedenlerle sınırlandırılabilir. Tabi bu sınırlandırma da kanunla yapılmak zorundadır.

TCK 216 suçu ile ifade özgürlüğü arasında çok ince bir çizgi vardır. Uygulamada kimi zaman mahkemeler TCK 216 ile ilgili bir yargılamada sanığın fiilini ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirirken kimi durumda ifade özgürlüğü sınırlarının aşıldığına hükmediyor. 

Bu tamamen somut olayın özelliklerine, yapılan savunmaya ve ilgili mahkemenin olaya yaklaşımına bağlı oluyor. Ayrıca tekraren belirtmemiz gerekir ki ifade özgürlüğü TCK 216 suçunda bir ceza indirimi değil beraat nedeni olur. Esasen hukuka uygunluk nedeni kapsamında değerlendirilebilir.

TCK 216 SUÇUNDA ŞİKAYET
Türk Ceza Kanununda yer alan bazı suçlardan ötürü savcılığın soruşturma başlatabilmesi için mağdurun veya bazı şikayet hakkına sahip kişilerin olayı şikayet etmesi gereklidir. Aksi halde kolluk işlem yapamaz, savcı soruşturma başlatamaz. Bu suçlara takibi şikayete bağlı suçlar deniyor.

Bunların haricinde kalan suçlarda kimsenin şikayeti aranmadan işlemler yapılabilir. Halkı kin ve düşmanlığa tahrik ve aşağılama suçu şikayete bağlı olmayan suçlardan.