Okan Bayülgen estetikli ünlülere savaş açtı: Bende tiksinti yaratıyor
Okan Bayülgen, estetik açıklamasıyla magazin dünyasında yeni bir tartışmanın kapısını aralamış gibi görünüyor. Bayülgen verdiği röportajda, ''"Hiçbir şekilde çekici gelmiyor. Yapılmış vücutlar, yapılmış yüzler bende tiksinti yaratıyor. Bu ülkenin farklı genetik yapıda kadınlarına bayılıyorum." ifadelerini kullandı. İşte Bayülgen'in tartışma yaratan sözleri...

Türkiye gündeminde sizi en çok hangi konular kaygılandırıyor?
Birbirine diş bileme… "Ben buranın asıl sahibiyim, sen yabancısın" bakışı ve bir yandan da "Buranın asıl sahibiyim ama galiba artık burada yaşamayacağım" planları kaygılandırıyor. Öfke düzeyi ve kültürel olarak beraber eğlenme, birlikte üretme alışkınlığımızı kaybetmiş olmak kaygılandırıyor.

''DEĞERLİ BULDUĞUM KURALLARA SAYGILIYIM, BİRİLERİNİN UYDURDUĞU KURALLARA DEĞİL''
Siz hep asi bir çocuk muydunuz?
Hep öyleydim, hala öyleyim. Bir yandan bazı değerli bulduğum kurallara çok saygı duyarım bir yandan da birilerinin kıçından uydurduğu kurallarla hep mücadele ederim.
Kıskançlıklarınız var mıdır?
Her zaman olmuştur. Ben bir sürü şeyi kıskanırım ama sanat beni şöyle kurtardı; başkalarının hayatlarını değil üretimlerini kıskanıyorum.
Hayatınızdaki kadınları kıskanır mısınız?
Tabii ki kıskanırım. Ancak bu tip duyguları hissetmek sorun değil, sorun bunları davranışına nasıl yansıttığınla ilgili… "Sinirlenir misin?" derler mesela. E tabii ki sinirlenirim ama nasıl sinirlendiğin önemlidir. Biri medeni bir şekilde konuşarak duygusunu dile getirir, öteki baltayla karşısındakinin kafasını kesmeye kalkar.
Anne ve babaların çocuklarına hep söylediği bir söz vardır: "Anne-baba olunca anlarsın." Siz, kızınız İstanbul'dan sonra en çok nelerin farkına vardınız?

''HAYATIN HIZLA AKTIĞINI BABA OLUNCA ÖĞRENDİM''
Hayatın hızla aktığını ve hiçbir şeyi geçiştiremeyeceğimi, her şeyi hemen yapmam gerektiğini, sürekli yumurtanın kapıya geldiğini ve benim mutlaka orada ve sorumluluğumu bilerek var olmam gerektiğini anladım.
Aşk sizce özünde sabırlı mı yoksa sabırsız bir duygu mu?
''ARTIK DAHA SABIRLI BİR AŞIĞIM, SÜREKLİ SEVGİLİ DEĞİŞTİRMİYORUM''
Ben daha sabırlıyım. Bir de artık sevgili değiştirmiyorum. Uzun süredir aynı insanla beraberim ve çok mutluyum çünkü daha derin bir paylaşım var.
Normalde her şeyden çabuk sıkılan bir insansınız diye tahmin ediyorum…
Evet ama maymun iştahlılık çözülmesi gereken bir problem. Maymun iştahlılık, sürekli bir insandan bir insana ya da bir şehirden bir şehre, bir işten başka bir işe sıçramak demek… Halbuki sabretmelisin. Bir şeyi yapmayı öğrenmek, sabırla ilgilidir. Ne istiyorsan yap; seks ya da silah kullanmak ya da motosiklete binmek, hiç fark etmez. Durmalı ve sabretmelisin.

30'larındaki ya da 40'larındaki Okan'a bakınca ne hissediyorsunuz?
''30'LARINDAKİ OKAN'I HİÇ ÖZLEMİYORUM, ONDAN TATLI TATLI UTANIYORUM''
Dalga geçiyorum ve bir sürü şeyden tatlı tatlı utanıyorum. Büyük pişmanlıklarım yok, "Ah keşke!" demiyorum ama "Ne salakmışım bu da yapılır mıymış?" diyorum. O yaşlardaki Okan'ı hiç özlemiyorum hiç. Ne eskide kalmış bir kadını ne eskide kalmış bir eğlenceyi, bir şehri, bir evi… Ürettiklerim için de aynısını söylerim. Hep, "Bu çok daha iyi yapılabilirmiş" diyorum.
''ESTETİKLİ YÜZLERDEN VE VÜCUTLARDAN TİKSİNİYORUM''
Estetikli kadınları eleştirdiğiniz bir konuşmanıza denk geldim. O sırada yanımdaki arkadaşım, "Sokakta yanından çok güzel ve estetikli bir kadın geçse bakmayacak mıymış yani?" dedi.
Bakmayacağım, zaten kocaları da bakmıyor onlara. Hiçbir şekilde çekici gelmiyor. Yapılmış vücutlar, yapılmış yüzler bende tiksinti yaratıyor. Bu ülkenin farklı genetik yapıda kadınlarına bayılıyorum. Kemerli bir burnu çok güzel buluyorum mesela. En önemlisi de yapılmamış bir yüzde artık oturmuş bir karakteri, o kadının kendine ait izlerini çok seviyorum. Dikkat edin; evet genç kızlar çok güzeldir, ciltleri pürüzsüzdür ama bakışları aptal saptaldır. Çünkü karakteri oturmamıştır daha. Anlam yoktur yüzünde. 30'larında, 40'larında, doğal bir kadın çok güzeldir. O kadar güzeldir ki işte ona aşık olursunuz. Bir fotoğrafa aşık olmuyorsunuz çünkü… Yaşayan, kımıldayan, hareket eden bir varlığa aşık oluyorsunuz. Fotoğraf ölüdür ve bir fotoğrafa ancak aptallar aşık olur.''