Samet Aybaba Beşiktaş'taki ayrılığı sonrası kameralar karşısına geçti: Hiç kimseye hakkımı helal etmiyorum

Beşiktaş'ta Hasan Arat'ın başkanlık görevinden ayrılmasının ardından sezona Beşiktaş Futbol Takımları Genel Koordinatörü olarak başlayan Samet Aybaba basın toplantısı gerçekleştirdi. Tüm yaşananlarla ilgili konuşan Aybaba zehir zemberek ifadeler kullanarak "Ben hiç kimseye hakkımı helal etmiyorum" dedi.

Beşiktaş Jimnastik Kulübü, son günlerde yaşanan krizler ve ayrılıklarla gündeme geliyor. Hasan Arat'ın görevi bırakmadan önce Beşiktaş Futbol Takımları Genel Koordinatörü olan Samet Aybaba'ya WhatsApp üzerinden 'yolları ayırdıklarını' söylemesi ise yaşanan krizlerden yalnızca biriydi.

O mesaj sonrası çileden çıkan ve görevi bırakan Samet Aybaba bugün kameralar karşısına geçerek kulüp içerinde olan bitenlerin arka planını anlattı.

İşte Aybaba'nın açıklamalarından öne çıkanlar:

"İnanılmaz dağılmış bir takım vardı. Hemen toparlamak için raporlar hazırladım. Görüşmeler yaptım. Bir hedefimiz kalmıştı, kupaydı. Kupayı almamız gerektiğini söyledim. Bir sürü şey yaptık. Verilen sözler vardı başkanımızın. Dünya kulüpleri, yıldızlar gibi. Burada sorunlar çıkmaya başlayınca çıkıp konuştum Beşiktaş lehine. Birkaç tane transfer olayı başladı devre arası. Sağ bekte çok büyük bir sorunumuz vardı. Tayfur ve Onur'la ilgili sorunlar vardı. Mutsuzlardı. İlk olarak sağ bek transferi yapalım dedim. Atal'a gittik ilk. 1 milyonun üzerinde konuşulurken menajeri 2.5 milyon eurolardan bahsedince vazgeçtik. Adana Demirspor'dan ayrılan Svensson'la ilgilendik ve aldık. Svensson'u alırken finansal fair play diye bir şey de vardı. Musrati, Renato Sanches ve William Carvalho gibi isimler geldi. Musrati'de karar aldık. Muçi'yle ilgili de rapor yazdık. Büyük maliyetlerle alınması uygun değildir diye raporumuz var. Aynı şekilde Musrati'yle ilgili de raporumuz var. Toplamda 24 milyon euro ödenmiş ve biz şok olduk. Birden böyle bir paranın çıkması bizleri şoke etti. Bir görüşmemizde Santos hoca Musrati iyi oyuncu, ben istedm ama nasıl bu kadar parayı verdiniz dedi."

"Joe Worrall'la ilgili olumsuz rapor verdik. Oyuncuyla ilgili yönetim ve hocadan baskı gelince bir daha izleyelim dedim. Rapor verdik. Benim haberim yok nasıl transfer yapılıyor dedim. Ben bu transferde yokum dedim. Kiralık alalım dedik. 500 bin euro ve maaşını ödeyerek transfer ettik."

"Yeni sezona girerken listelerimizi hazırladık ve yönetimin önüne koyduk. Transfer komitesi gibi bir şey oluşturulmaya çalışıldı. Strateji belirleyeceğiz, orada Kaan Şakul çalışma yapmış ve 37 milyon euroluk satış bekliyorum dedi. Yoksa oyuncu alamayız dedi. Futbolda böyle olmaz dedim. Sizin verdiğiniz listede Rafa Silva var dediler. 'Futbolu bilmediğiniz için konunun nereye gideceğini bilmiyorsunuz' dedim ve en ufak bir faktörde bu şansın bize doğabileceğini anlattım. Paulista'yı daha önce almaya çalıştık, Atletico Madrid'e gitti. Sonra bize geldi. Immobile'yle ilgili sordular, olumlu rapor verdik."

"Friedel göreve başladı. Yönetim kurulu danışmanı. Kulübe gelmeyecek, sadece satış yapacak şeklinde başladı. Sonrasında yaşananları biliyorsunuz. Kaan Şakul ve başkandan aldığı güçle oranın imparatoru gibi davranmaya başladı. Başkanla bu konuyu görüşmeye gittim ve sonunda bir mektup yazdım. Ona yüksek bir maaş veriyorsunuz anlıyorum ama komisyon mu veriyorsunuz dedim. Mustafa ve Semih'in satışından sana da verelim dedi. Sonrasında yaşananlar tam bir kaos."

"Uçağa bindik Antep'ten dönüyoruz. Bizim çocuklar Semih, Salih, Mert orada oturuyorlar. Talihsiz bir gol yedik olur böyle dedim. Feyyaz hoca da gelsin dediler. O da konuştu. Aşağıya indim ortalık birbirine girdi. Biz toplantı yapmışız. Oyunculardan böyle bir şey isteme hakkımız yok mu? İçerideki Göztepe maçından sonra Feyyaz hocaya gidecekti. Ben de gelirim dedim. Kurgunun tamamını Brad Friedel yönetti. Hocayla taktik tahtasında çalışmalar yapıyorlardı. Biz bu konularda hiç müdahil olmadık. Feyyaz içeriye girince Friedel, Kaan Şakul ve hoca oturuyorlar. Kaan Şakul, Feyyaz'a 'Özel bir şey görüşüyoruz, 5 dakika sonra abi' diyor. Bütün bunları yaşadık. Hiçbir deneyimi olmayan bir arkadaşın (Friedel) bizlerin önüne geçecek ne özelliği vardı?"

"Ben Gio hocanın yardımcılarının aldığı maaşının altında bir maaş alıyordum. Başkan, 'Üzülüyorum, Hüseyin beyle görüş.' dedi. Ben de bir sözleşme hazırladım, aradan 3.5 ay geçti. Beni ne aradı ne de konuştu. Başkanın teklifinin ciddi olmadığını anladım."

"Joao Mario, Ndour, Emirhan Topçu, Can Keleş ve Uduokakhi. Hepsine karşı çıktık. Beşiktaş genç oyuncu almaz dedik. Alırsa satın alma opsiyonuyla alır. Joao Mario'yla ilgili, kenar oyuncusu değil. Ağır, merkez orta saha oyuncusu gibi. Bizim takımımızın ihtiyacı yok diye rapor yazdık. Bir menajer arkadaş Felix'i teklif etti. Biz de izledik, baktık. Listemize yazmadık. 3 milyona alabiliriz dediler. Sonrasında daha büyük maaliyetlere alındı. Colley vardı, en ucuz oyuncumuzdu. Onun yerine böyle büyük maaliyetler bir oyuncu alırsanız daha iyi olması lazım. Bu oyuncuları gönderirken üstüne para verdik. Can Keleş'le ilgili de raporumuzu verdik. Daha net bir oyuncuya ihtiyacımız var dedik. Maalesef o da alındı. Emirhan'la ilgili de fikirlerimizi söyledik. Başka oyuncularla ilgili de fikirler geldi. Tamamına olumsuz rapor verdik. Sonrasında biz tamamen koptuk, iletişimi kestiler. Sonraki süreci Briedel, Kaan Şakul, başkan ve Gio hocayla birlikte yönettiler."

"Niye istifa etmedim. Beşiktaş'ın içine girmiş birisi, bir şeylerin kötü gittiğini görünce istifa eder mi? Durur, mücadele eder, savaşır, karşı çıkar. Her yerde konuştum. Teknik anlamda konuştum. Her yerde Samet hoca konuştu diyorlar. Aynı şeyleri hocaya kamp süreci bittiğinde anlattım. İki 6'yla ve Rafa Silva kenarda oynayamaz dedim. Kamp süreci çok hafif geçti diye birçok teknik konuları konuştuk. İzinlerle ilgili oyuncularının rahatsız olduğunu duyduk. Oyunculara iyi yaklaşılmadığıyla ilgili konuştuk."

"Başkan bana son olarak içinde bulunduğumuz durumla ilgili bir rapor istedi. Feyyaz ve Veli de rapor versin dedi. Bu süreci yöneten biz olmadığımız için raporu Brad Friedel, hoca ve Kaan Şakul'un vermesini istedim. Başkanım ben kimseyi yarı yolda bırakmam ama sizin bir tasaraffunuz varsa gereğini yapın dedim. Bir gün sonra da Beşiktaş'ın CEO'su beni aradı ve hocam ekonomik olarak isteğiniz var mı diye? Ben hiçbir zaman para konuşmadım. Kaan Şakul'u derhal istifaya davet ediyorum. Hiçbir konuda ben bu işleri yapmadım diyor, her şeyi biliyoruz. Beşiktaş'ın menfaatleri için istifa etmeli."

"Ben hiç kimseye hakkımı helal etmiyorum. Bana mesaj WhatsApp'tan geldi, helalleşme yok. Yarın bana nöbet tut desinler Nevzat Demir Tesisleri'nde nöbet tutarım. Öyle bir dünya yok arkadaşlar. Onlar kiminle muhatap olduklarının farkında değiller. Duygularımızın farkında değiller. Tamamen koptuk"

"Sergen Yalçın'ı ben istedim. Tamam abi dedi. Başkan beni aradı, gittiğinde bir şey konuşma dedi. Sergen Yalçın'la konuşacaksam kulübümüzü sana teslim ediyoruz, nedir şartların diyecektik, takımdan bahsedecektim, biraz da ağlayacaktım kulüp tarafında olduğum için ekonomiden yakınarak. Sonra o da koşarak gelecekti."

"Feyyaz'la kulüpteyiz o gecenin (ayrılık açıklamasının yapıldığı gün) sabahı. Hüseyin başkan kulübü aramış, Brad Friedel Macaristan'a gelmeyecek demiş. Sonrasında bir gelişme olmuş, Samet de gelmeyecek demiş. 'Gerçekten mi?' dedim. Söyle ona basın toplantısı yapıp istifa ediyorum dedim. Feyyaz konuştu geldi, başkan 'ikisi de gidecek' dedi. Samet Aybaba artık gitmeyecek dedim. Bu büyük bir saygısızlık. Bu nasıl bir şeydir?"

Sergen Yalçın'la ilk görüşmeden sonuç çıkmadı Beşiktaş'ın yeni başkanı Hüseyin Yücel oldu Hastalığı nedeniyle başkanlığı bıraktı Beşiktaş’a taraftar protestosu