Yurdun dört bir yanında Regaib Kandili dualarla idrak edildi
İslam aleminde rahmeti ve bereketi bol "üç aylar''ın başlangıcını simgeleyen Regaip Kandili, idrak edildi. Camileri dolduran 7'den 70'e kadın, erkek, çocuk binlerce Müslüman el açarak dua etti.

İslam aleminde rahmeti ve bereketi bol "üç aylar''ın başlangıcını simgeleyen Regaip Kandili, yurdun dört bir yanında camilerde idrak edildi.

Üç ayların müjdeleyicisi kabul edilen Regaip Kandili münasebetiyle vatandaşlar, birçok camide ibadet ederek dua etti.

Camileri dolduran 7'den 70'e kadın, erkek, çocuk binlerce Müslüman ibadet etti.

Akşam namazının ardından başlayan programlarda Kur'an-ı Kerim okundu, ilahiler söylendi.

Üç ayların ilk kandili olan mübarek Regaip Kandili, hicri takvime göre Recep ayının ilk Perşembeyi Cumaya bağlayan gecesi idrak ediliyor.

Regaip kelimesi 'bol sevap ve mükâfat, faziletli amel' anlamına geliyor.

Sözlükte “kendisine rağbet edilen şey, bol ve değerli bağış” anlamındaki ragībenin çoğulu olan regāib kelimesi hadis ve fıkıh literatüründe “bol sevap ve mükâfat, faziletli amel”, özellikle Mâlikî fıkıh kaynaklarında sünnetin mukabili olarak “müstehap, nâfile ibadet” mânalarında kullanılmaktadır.

Yüce Allah'ın, rahmetinin, mağfiretinin ve nimetlerinin diğer zamanlardan daha çok tecelli etmesi, samimi kalple Allah'a yönelenlerin affedilmelerinin ümit edilmesi ve müminlerce gönülden arzulanması sebebiyle bu geceye Regaip gecesi denilmiştir.

Rasulullah Efendimizin babası Hz. Abdullah'ın evlendiği gece olduğu iddia edildiği Regaib kandili ahirete yatırım günü olarak görülmektedir.

İslam Ansiklopedisinde yer alan bilgilere göre; Regaib gecesi, Kur'an'da saygı gösterilmesi istenen ve hadislerde; gün belirtilmeden oruç tutulması tavsiye edilen haram aylardan (el-Bakara 2/217; el-Maide 5/2, 97; Ebu Davud, "Ṣavm", 55; İbn Mâce, "Ṣıyam", 43) receb ayında bulunmakla birlikte özellikle tasavvufî eserlerde yer alan, Hz. Peygamber'in Regaib gecesinde ana rahmine düştüğü, receb ayının ilk perşembe günü oruç tutup gecesinde Regaib namazı adıyla bir namaz kılmanın sevap olduğu ve bu gecenin birçok faziletinin bulunduğu yönündeki rivayetlerin asılsız olduğu hadis alimlerince belirtilmiştir.

Bu mübârek geceler, rabbimize duâ ve niyazda bulunma zamanlarıdır.

Ayet-i kerîmede buyrulur:
“(Ey Rasûlüm!) De ki: Sizin duâ ve niyâzlarınız olmazsa, Rabbim size ne diye değer versin?..” (el-Furkân, 77)
Yine rabbimizin verdiği nimetlere hamd ve şükür halinde bulunmayı unutmamalıdır. Nitekim hadis-i şerifte duânın kabul olmasının iki şartından birinin hamd diğerinin de salavat olduğu bildirilmiştir.