Cumhurbaşkanı Erdoğan: Dijital zorbalığın engellenmesi önceliklerimiz arasında
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Türkiye Eğitim Teknolojileri Zirvesi”nde açıklamalarda bulundu. "Her öğrencinin gelişimini bireysel düzeyde takip ediyoruz." diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, eğitim sistemi hakkında açıklamalarda bulundu. "Veri güvenliğimizin güçlendirilmesi adına işbirliğimizi artırıyoruz" sözlerini söyleyen Erdoğan, dijitalleşmeye karşı güvenliğin artırıldığını belirtti. Ayrıca Cumhurbaşkanı, "Dijital zorbalığın engellenmesi önceliklerimiz arasında" ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Türkiye Eğitim Teknolojileri Zirvesi”nde konuştu.
İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkan satır başları:
"2024-2025 eğitim öğretim yılını da nihayete erdirmiş bulunuyoruz. Bu vesileyle ülkemizin dört bir yanında karne heyecanı yaşayan tüm evlatlarımızın tek tek gözlerinden öpüyor her bir yavrumuza Rabbimden üstün muvaffakiyetler niyaz ediyorum. Edirne’den Iğdır’a 81 ilimizin tamamında köylerimizde ilçe ve şehir merkezlerimizde fedakarca görev yapan tüm öğretmenlerimize kar yağmur demeden özveriyle çalışan maarif ordumuzun bütün neferlerine en içten şükranlarımı sunuyorum.
Öğretmenlik mesleğini icra ederken şehit düşen Aybüke Yalçın kızımızı aynı kutlu ideal uğruna canlarını feda eden tüm şehit öğretmenlerimizi rahmetle minnetle yâd ediyorum. Son olarak cumartesi ve pazar günü Yükseköğretim Kurumları Sınavına girecek tüm öğrencilerimize Rabbim zihin açıklığı versin diyorum.
Teknolojinin hayatın her alanına hem de derinlemesine nüfuz ettiği bir dönemi hep birlikte yaşıyoruz. Dijital teknolojiler yapay zeka ve kuantum bileşimi gibi nice yenilik bugünün dünyasında ekonomiden ulaşıma savunmadan diplomasiye tarımdan ticarete her sahada güçlü bir varlık gösteriyor. Bilgiye erişim geçmişe hiç olmadığı kadar kolaylaşırken bilgiyi işleme analiz etme ve kullanma süreçleri de aynı ölçüde hızlanmış durumda.
"ÇAĞA AYAK UYDURMAYAN EĞİTİM SİSTEMLERİ BAŞARISIZ OLMAYA MAHKUMDUR"
Bir ülke için eğitim yalnızca fiziki şartları ve teknolojik boyutuyla değil fikri altyapısıyla da en hayati sahalardan biridir. Müfredatından eğitimci kadrosuna imkan ve kabiliyetleri itibari ile çağa ayak uydurmayan eğitim sistemleri başarısız olmaya mahkumdur. Kökleri ve tarihi ile bağlarını koparmış istikbalini yabancıların yabancı ideolojilerin insafına bırakmış bir eğitim anlayışının sonu ise elbette ki hüsrandır.
"KATSAYI UYGULAMASI VE BAŞÖRTÜSÜ YASAKLARINA SON VERDİK"
Bu hakikatler ışığında göreve geldiğimiz ilk günden itibaren eğitime ayrı bir sayfa açtık. Katsayı uygulaması ve başörtüsü yasakları gibi haksızlıklara son verdik.
"OKULLARIMIZA YÜKSEK HIZLI İNTERNET HİZMETİNİ SUNACAĞIZ"
Müfredatı yeniledik, eğitime erişim imkanlarını güçlendirdik, teknolojik altyapıyı önemli ölçüde iyileştirdik. Milli ve manevi hasretlerimizle barışıp bir eğitim sistemini yeni baştan inşa ettik. Bu sistemin en kritik bileşenlerinden biri de Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli ile çok daha ileri bir seviyeye taşıdığımız Fatih projesi oldu. Dijital teknolojileri her sınıfımıza ulaştırmak ve okullarımızda teknolojinin kullanımını yaygınlaştırmak üzere hayata geçirdiğimiz bu proje kapsamında şimdiye kadar 21 bin 576 okulumuzun altyapı kurulumunu tamamladık. Çok kısa bir süre içinde okullarımıza yüksek hızlı internet hizmetini sunacağız. Türkiye’yi neredeyse tüm dersliklerinde etkileşimli tahta kurulumunu tamamlamış ilk ve tek ülke konumuna getirdik.
Öğrencilerimizin bilişim teknolojileri okuryazarlıklarını ve yetkinliklerini geliştirmek için okullarımızda bilişim teknolojileri sınıfları tesis ettik. İçinde dizüstü ve masaüstü bilgisayarlar yerli robotik kodlama kitleri üç boyutlu yazıcılar ve etkileşimli tahtaların yer aldığı sınıfların yanı sıra 503 yenilikçi sınıfı da okullarımıza bu sene itibari ile kazandırdık.
"HER ÖĞRENCİNİN GELİŞİMİNİ BİREYSEL DÜZEYDE TAKİP EDİYORUZ"
Eğitim bilişimimiz ile öğrenci ve öğretmenlerimize dijital eğitimde güçlü şekilde destek oluyoruz. Her öğrencinin gelişimini bireysel düzeyde takip ediyoruz. Teknolojik eğitim metotlarını çeşitlendiriyoruz. Eğitim çalışmalarımıza yeni teknolojileri kazandırmaya devam ediyoruz. Yapay zekanın eğitimde büyük fırsatlar sunacağını ve önemli paradigma değişimlerine yol açacağının farkındayız. Eğitimde yapay zeka politika belgesini hazırlayarak geçen hafta paylaştık.
"SEÇMELİ YAPAY ZEKA DERSLERİMİZİ ORTAOKUL VE LİSELERE ENTEGRE ETTİK"
Ortaokul ve lise müfredatına entegre ettiğimiz seçmeli yapay zeka derslerimizde teknoloji üreten çözüm geliştiren ve sorgulayan genç bireyler yetiştirmeyi hedefliyoruz. Eğitim teknolojileri sektörümüz ile Bakanlığımız arasında yeni işbirlikleri geliştiriyoruz. Bu projelerle önümüzdeki beş yıl içinde yüzü aşkın yeni girişimciye önemli destekler sunacağız. Bakanlığımız ve TÜBİTAK arasında yapılacak işbirliği ile yüzün üzerinde yerli girişimi küresel düzeyde rekabet edebilecek seviyeye taşıyacağız.
"VERİ GÜVENLİĞİMİZİN GÜÇLENDİRİLMESİ ADINA İŞBİRLİĞİMİZİ ARTIRIYORUZ"
Gelişmeler bize veri güvenliğinin önemini tekrar hatırlattı. Yabancı menşeli mesajlaşma uygulamalarının yol açtığı güvenlik zafiyetlerini gazetelerde okuyoruz. Veri güvenliğimizin güçlendirilmesi amacıyla işbirliğimizi artırıyoruz. Sadece bugünün değil geleceğin de ihtiyaçlarını gözeten Türkiye Yüzyılı Maarif Modelimizle her alanda yetkin donanımlı özgüvenli ve erdemli gençler yetiştirmeye bundan sonra da devam edeceğiz. Her alanda yapay zeka kullanımının artmasının çeşitli sorunları da beraberinde getirdiğini inkar edemeyiz. Maalesef tembelliği hazırcılığı ve intihal olaylarını da özendirmektedir. Yapay zeka ürünü araştırma ödev makale ve tez yazımı giderek yaygınlaştırmaktadır. Yapay zeka uygulamaları kişi hazıra konmaya alıştırıyorsa bir müddet sonra bağımlılığa sebep olacaktır. Bunun tüm insanlık için çok büyük bir risk teşkil ettiğine inanıyorum. Dijitalleşmenin ışık hızıyla yayılmasıyla birlikte insanlık olarak kendimizi bir dijital kuşatmayla karşı karşıya hissediyoruz.
"DİJİTAL ZORBALIĞIN ENGELLENMESİ ÖNCELİKLERİMİZ ARASINDA"
Dijital zorbalık ve linç kültürü çocuk genç yetişkin demeden herkesi tehdit ediyor. Dijital mecralar üzerinden yapılan hakaret tehdit iftira dışlama küçük düşürme gibi saldırgan davranışlar çocuklarımızın ruh sağlığını ciddi manada tehlikeye atıyor. Travmalar kaygı bozuklukları ve hatta intihar vakaları dijital zorbalık ve linç kültürünün nasıl bir belaya dönüşebileceğini göstermektedir. Dijital zorbalığın engellenmesi de önceliklerimiz arasında olmalıdır. Dijital platformların vatandaşlarımızı gençlerimizi çocuklarımıza birer pazar malzemesi olarak görmesine müsaade edemeyiz. Herkes gibi bu şirketler ve platformlarda sorumlu davranmak zorundadır. Türkiye olarak bu konudaki kararlı ve tavizsiz duruşumuzu sürdüreceğiz."