Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın sınıf arkadaşı Rafael Sadi Haberet'e özel açıklamalarda bulundu! Erdoğan nasıl bir öğrenciydi?

Türkiye, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın üniversite diplomasını konuşuyor. Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK) Eski Başkanı Yusuf Ziya Özcan’ın görevde olduğu süre boyunca Erdoğan’ın diplomasını çok aradığını ancak bulamadığını dile getirmesi, 9 yıl önce başlayan diploma tartışmasını yeniden gündeme taşıdı.

Bunun üzerine Erdoğan’ın mezun olduğunu söylediği  Marmara Üniversitesi’nin Rektörlüğü tarafından konuya ilişkin yazılı bir açıklama yayınlandı. Açıklamada, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın üniversitenin mezunlarından olduğu belirtildi. Daha sonra bir açıklama da İletişim Başkanlığı’ndan geldi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın üniversite mezuniyet belgesi, mezunlar defteri, askerlik şubesine yazılan yazı ve okul defteri İletişim Başkanı Fahrettin Altun tarafından basına servis edildi.

ERDOĞAN’IN SINIF ARKADAŞI HABERET’E ANLATTI: DEVLETLEŞTİRİLEN OKULUN İLK ÖĞRENCİLERİYDİK
Haberet, Erdoğan’ın sınıf arkadaşı Gazeteci Rafael Sadi’ye ulaştı. Sorularımızı İsrail’den yanıtlayan Sadi, “Recep Bey ile sınıf arkadaşlığımız 1974 ile 1978 yılları arasına dayanır. Okulun adı Aksaray İktisat ve Ticaret Yüksekokulu’ydu. Bizim girdiğimiz seneden bir önceki sene yani 1973 yılına kadar o okulun adı Ergun Tuna İktisat ve Ticaret Yüksekokulu’ydu. Yani özel okuldu. Devletleştirildi ve biz devletleştirilmiş olan okulun ilk öğrencileri olduk. Okul 4 yıllık bir yüksekokul, üniversite muadili bir okuldu. Benim okul numaram 2965, Recep Bey’in de 2443 yanılmıyorsam. Bu numarayı da bana herhalde 4-5 sene önce müşterek bir sınıf arkadaşımız olan Necmi Uycan beyefendi bildirdi ve mezuniyet yıllığını göndererek Recep Bey’in de mezun olduğu sayfaları da gösterdi” dedi.

“EMİN ÇAPA’NIN YAPTIĞI ÇOK ÇİRKİNDİ”
Uzun yıllardır her fırsatta Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sınıf arkadaşı olduğunu söyleyen ancak bir türlü kendine inandıramayan Sadi, “Sınıf arkadaşlığı, hoca geldi gelmedi muhabbetinden başka, ‘şu dersi aldın mı’, ‘bunu not aldın mı’ gibi öyle ‘merhaba-merhaba’ bir arkadaşlık söz konusuydu. En çok Halk TV’den Emin Çapa’ya içerledim. 4-5 ay evvel onlarla röportaj yaparken canlı yayında sanki bunlardan hiç haberleri yokmuş gibi davrandılar. ‘Aaa siz Cumhurbaşkanı'nın sınıf arkadaşı mıydınız’ falan öyle bir numarayla karşılaştım ve çok çirkindi. ‘Aaa bu da diploma almamış…’ Ya kardeşim ben 16 senedir 20 senedir diploma almadığımı açık açık söylüyorum. Kimseden de gizlemedim ve kimseye de bir diploma ibraz etmek konumunda ve mecburiyetinde de değilim. Ama ben okulu bitirmedim çünkü anarşi vardı” diye konuştu.

“DARBE KALKIŞMASINDA BENDEN BEŞTEPE’YE İSRAİLLİ BİR TELEVİZYONCU GÖNDERMEMİ RİCA ETTİ”
Erdoğan’ın 2005 yılında İsrail’e geldiğini söyleyen Rafael Sadi, “Onunla 45 dakika süren bir röportaj yaptık. Canlı yayında kayıtları mevcut. Gayet güzel bir karşılaşmaydı. Hatta kendisi ihtiyacı olduğunda birilerine beni arattırıp, ‘şunu temin et’ , ‘şuna yardımcı ol’ gibi ricalarda da bulunur. En son darbe kalkışmasında da benden rica etti, ‘bana bir televizyoncu gönder…’ Ben aynı gün 24 saat geçmeden evvel İsrail’in en önemli dış haberler müdürünü Beştepe’ye gönderdim ve İlknur Ateş’le röportaj yaptılar, darbenin esasını anlattılar” ifadelerini kullandı.

“ERDOĞAN’A MUHALİF YAZILAR YAZDIĞIM İÇİN KARA LİSTEYE ALINDIM”

Gazeteci Rafael Sadi şu ifadeleri kullandı:

 “Ben Erdoğan yanlısı ya da taraftarı değilim. Onların yaptığı yanlışları açık açık yazan muhalif yazılarım da var. Hatta bu yüzden İsrail’deki Türk Büyükelçiliği beni Cumhuriyet Bayramı resepsiyonlarına davet etmemeye başladı. Kara listeye alındım."

CUMHURBAŞKANI'NIN GİZLEDİĞİ NEYDİ?
Öğrencilik yıllarında Erdoğan’ın Milli Selamet Partisi Gençlik Kolları Başkanı olduğunu sınıftan gizlediğini söyleyen Sadi, “Okul, solcu bir okuldu. İslami motivasyonlu birine pek yer vermezlerdi okulda” diye belirtti.

“OKULA BİR GÜN BİLE TAKIM ELBİSESİZ GELDİĞİNİ HATIRLAMIYORUM”
Rafael Sadi, “Bir kere çok efendi bir adamdı. Zannediyorum ki halen öyledir. Tabii ki siyasette çehreler değişiyor ama kimseye saygısızlık etmiyordu, çok efendiydi. Türkçesi, paşa gibi bir çocuktu ve okulda bir gün bile takım elbisesiz, kravatsız geldiğini hatırlamıyorum. Çok efendi, dört dörtlük bir adamdı ama tabii ki fikirler değişiyor, siyaset insanı başka yere getiriyor.” dedi.

“ERDOĞAN’IN BU DERSİ İYİ DİNLEDİĞİNİ ZANNEDİYORUM”
Sadi, “İsmet Giritli hocamızın bir lafı vardı… Sanki içine doğmuş gibi bize bir örnek gösterdi ve dedi ki, ‘Bakın bu sıralardan geleceğin yöneticileri çıkacak olabilir. Parti amblemleri kimsenin umurunda değil, insanları ilgilendiren ‘yolda yürüdüklerinde çukur var mı’ , düşüyorlar mı’ , ‘düğmeye bastıklarında elektrik var mı’ , ‘bakkala gittiklerinde ekmek var mı’ veya ‘ekmeği alacak para var mı ceplerinde’… Bunları temin edebilirseniz iyi yöneticisiniz, edemezseniz zaten bir daha seçilemezsiniz dedi hoca. Erdoğan’ın, bu dersi iyi dinlediğini zannediyorum.” şeklinde konuştu.

“SAHTE BİR DİPLOMA YAPACAK OLSAYDI ERDOĞAN ONUN SAHTE OLDUĞUNU KİMSE ANLAYAMAZDI”
Erdoğan’ın diplomasının sahte olduğu iddiaları hakkında konuşan sınıf arkadaşı Sadi, “Ben eski bir Kasımpaşalı ve eski bir Tahtakaleli olarak şayet sahte bir diploma yapacak olsaydı Erdoğan, onun sahte olduğunu kimse anlayamazdı dedim ve demeye de devam edeceğim” diye belirtti.