Belediyelere kayyım atanması ve demokrasi

Av. Engin Akın yazdı...Belediyelere kayyım atanması ve demokrasi

Av. Engin Akın

Av. Engin Akın

Anayasamızın 127’inci maddesinin 1’inci fıkrasına göre, mahalli idareler; il, belediye veya köy halkının mahalli müşterek ihtiyaçlarını karşılamak üzere kuruluş esasları kanunla belirtilen ve karar organları, gene kanunda gösterilen, seçmenler tarafından seçilerek oluşturulan kamu tüzelkişileridir. Yani o şehrin, ilçenin veya beldenin yerel ihtiyaçlarını daha hızlı ve etkin şekilde karşılamak için kurulan belediyeler, aynı zamanda demokrasinin icabı olarak haklın yönetime doğrudan katılma vasıtasıdır.

Demokrasi, yerel yönetimler, halk iradesi kavramları elbette ki hukuk devletinin olmazsa olmaz koşullarıdır. Peki devlet egemenliği olmadan yani devletin kendi varlığını idame ettirecek, kanunlarını, kurumlarını hayata geçirecek gücü olmadan demokrasi ve hukuk devletinden söz edilebilir mi? Batı demokrasisi içerisinde hangi egemen devlet kendi hukuksal kurumlarının, kendisine baş kaldıran onun egemenliğini zayıflatacak şekilde kullanılmasına müsaade eder?

Demokrasi, yerel yönetimler, halk iradesi kavramları elbette ki hukuk devletinin olmazsa olmaz koşullarıdır. Peki devlet egemenliği olmadan yani devletin kendi varlığını idame ettirecek, kanunlarını, kurumlarını hayata geçirecek gücü olmadan demokrasi ve hukuk devletinden söz edilebilir mi? Batı demokrasisi içerisinde hangi egemen devlet kendi hukuksal kurumlarının, kendisine baş kaldıran onun egemenliğini zayıflatacak şekilde kullanılmasına müsaade eder?

Peki belediye başkanlarının görevden uzaklaştırılmasının yasal dayanağı nedir? Yazımızda okuyucuları bu noktada aydınlatmayı amaçlamaktayız.

5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 45’inci maddesinin 1’inci fıkrasına göre;

Belediye başkanlığının herhangi bir nedenle boşalması durumunda, vali tarafından belediye meclisinin on gün içinde toplanması sağlanır. Meclis, birinci başkan vekilinin, onun bulunmaması durumunda ikinci başkan vekilinin, onun da bulunmaması durumunda en yaşlı üyenin başkanlığında toplanarak;
a) Belediye başkanlığının boşalması veya seçim dönemini aşacak biçimde kamu hizmetinden yasaklanma cezasının verilmiş olması durumunda bir başkan,
b) Başkanın görevden uzaklaştırılması, tutuklanması veya seçim dönemini aşmayacak biçimde kamu hizmetinden yasaklama cezası alması durumunda bir başkan vekili, Seçer.

Dolayısıyla normal şartlar altında bir belediye başkanının ölümü, kısıtlanması (akıl hastalığı vb nedenlerle), seçilmeye engel teşkil edecek mahkumiyeti nedeniyle kamu hizmetlerinden yasaklılığının seçim dönemini aşacak tarihe kadar devam edecek olması hallerinde yine halkın iradesiyle oluşan belediye meclisi bir başkan seçer; çünkü bu durumda seçilmiş başkanın göreve dönmesi ihtimali kalmamıştır.

Belediye başkanının örneğin bir yolsuzluk soruşturması gibi nedenlerle İçişleri Bakanlığınca görevden uzaklaştırılması, tutuklanması veya aldığı mahkumiyetin sonucu olan kamu hizmetlerinden yasaklılığının seçildiği dönem sona ermeden nihayete erecek olması halinde ise aynı belediye meclisi bir başkan vekili seçer. Çünkü bu durumda belediye başkanının görevine dönme ihtimali bulunmaktadır.

Yukarıda anlatılan her iki ihtimalde de belediye başkanı veya başkan vekili de halkın iradesiyle oluşan belediye meclisinin seçecek olması nedeniyle demokrasi açısından ciddi bir sıkıntı ile karşı karşıya kalınmamaktadır.

Ancak, belediye başkanı veya başkan vekili ya da meclis üyesinin terör veya terör örgütlerine yardım ve yataklık suçları sebebiyle görevden uzaklaştırılması veya tutuklanması ya da kamu hizmetinden yasaklanması veya başkanlık sıfatı veya meclis üyeliğinin sona ermesi hallerinde büyükşehir ve il belediyelerinde İçişleri Bakanı, diğer belediyelerde vali tarafından belediye başkanı veya başkan vekili ya da meclis üyesi görevlendirilir. Yani terör veya terör örgütlerine yardım ve yataklık suçları sebebiyle (belediye başkanı özelinde) görevden uzaklaştırma veya görevin sona ermesi hallerinde belediye başkanını seçme yetkisi belediye meclisinden mülki idareye geçmektedir. Nitekim bu uygulamaya kayyım atanması denilmektedir. İşte bu nedenle de siyasal iktidarın, belde halkının iradesini gasp ettiği tartışmaları doğmaktadır.

Ayrıca belirtmek gerekir ki Belediye Kanunu’nun 47’nci maddesine göre, görevleriyle ilgili bir suç nedeniyle haklarında soruşturma veya kovuşturma açılan belediye organları veya bu organların üyeleri, kesin hükme kadar İçişleri Bakanı tarafından görevden uzaklaştırılabilir. Görevden uzaklaştırma kararı iki ayda bir gözden geçirilir. Devamında kamu yararı bulunmayan görevden uzaklaştırma kararı kaldırılır. Görevden uzaklaştırılanlar hakkında; kovuşturma (ceza davası) açılmaması, kamu davasının düşmesi veya beraat kararı verilmesi, davanın genel af ile ortadan kaldırılması veya görevden düşürülmeyi gerektirmeyen bir suçla mahkûm olunması durumunda görevden uzaklaştırma kararı kaldırılır. Görevden uzaklaştırılan belediye başkanına, görevden uzak kaldığı sürece aylık ödeneğinin üçte ikisi ödenir ve bu süre içinde diğer sosyal hak ve yardımlardan yararlanmaya devam eder. Elbette ki görevden uzaklaştırma işlemine karşı idari yargıda iptal davası açılabilir.